Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞİRİN SEVER

Yakala saçından tut hayatı...

Beyazay Derneği'nin, First Leydi Hayrünnisa Gül'ün himayesinde hayata geçirdiği 'Eğitim Her Engeli Aşar' kampanyası için pazartesi sabahı Ankara'daydım. Maalesef feci kötü bir organizasyon sayesinde toplantı başladıktan sonra Köşk'ün resepsiyon salonundan içeri girebildik; uçağa yetişmek üzere de apar topar ayrıldık! Olsun, anlamlı bir kampanyanın içinde olmak, engelli insanların hayata tutunma azmini birebir duymak, izlemek bile yetti. Her şey çok duygusaldı, çok etkileyiciydi. Dün ana gazete için ufak bir anekdot yazdım ama kesmedi beni. Şimdi en baştan...

***
Salon tıklım tıklımdı; aralarında engelli çocukların, Lokman Ayva gibi görme özürlü beyefendilerin, bu iş için zaman yaratmış, gönüllü çalışmış ünlülerin ve medya mensuplarının bulunduğu kalabalık bir topluluk vardı. Herkes pürdikkat dinledi konuşmaları. Zaten kayıtsız kalınacak gibi değildi. Dün de yazdığım gibi, hangi birini anlatayım size... Okuma yazma bilmeyen annesinin sayesinde okuyabildiğini anlatan Metin Şentürk, engellilerin de eğitim almasının önemini şu sözlerle anlattı: "Beni körler okuluna götürdüğünde, orada kalmamak için, annemin mantosuna yapışıp düğmelerini koparmıştım. Ama annem ısrar etti okumam için. Anneme bir gün sordum; 'Sen okumadığın halde, niye benim okumam için bu kadar uğraştın?' diye. 'Çünkü ben anneyim' dedi. Göremediğim halde bugünlere geldiysem onun sayesindedir..." Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise Burdur'da bir okul ziyaretinde yürüme engelli bir kız öğrenciyle diyoloğunu şöyle anlattı: "Sınıfı okulun dördüncü katındaymış; babasının her gün onu kucağında sınıfa çıkardığını anlattı. 'Bir asansör yapılamaz mı?' diye sordu. Hemen talimat verdim. Sonra kucağıma oturttum. Bir süre sonra rahatsız olup kulağıma şunu söyledi: Altıma bez bağlanıyor bakanım, üzerinizi kirletmek istemem." Çelik daha sonra görme engelli ilk milletvekilimiz Lokman Ayva'nın başından geçen bir anıyı anlattı. Bir apartmandan inerken elektrik kesilince yanındakilerin durduğunu görmüş Ayva; "Ne oldu?" diye sormuş. "Elektirik kesildi, kıpırdayamıyoruz" cevabını alınca "Gelin, ben sizi indiririm ya" demiş! Bu anoktod üzerine bütün salon kahkahadan yıkıldı. İşin aslı ne biliyor musunuz ve benim için o toplantının ana fikri: Bütün engelliler hayata senden, benden, bütün engelsizlerden daha sıkı sarılıyor; kolları yoksa ayaklarıyla, ayakları yoksa beyinleriyle, gözleri görmüyorsa kulaklarıyla yaşama tutunuyor. İşte bu çabaları görünce 'şikayet etmeye hakkım yok' diyorsun!

***
Türkiye'deki 8.5 milyon engellinin eğitime ihtiyacı olduğu gerçeğinden yola çıkan kampanyanın şarkısı ise Onno Tunç ve Sezen Aksu imzalı 'Düş Bahçeleri'ydi... "A benim dilsiz dillerim A benim sessiz ellerim Yakala saçından tut hayatı, çevir yüzüne öp öp..." diyen şarkı, diken diken etti bütün tüylerimi. Eda Ressureccion ve engelli çocuk korosu tarafından seslendirilen şarkı o kadar başarılıydı ki... Eda'yı ilk kez orada tanıdım, dinledim; o ne sesti Allahım! Zaten bu şarkıdan sonra sahneye çıkıp konuşan herkes, hayatı saçlarından tutup yakalamaktan bahsetti, 'gönülden engelli' olmadıktan sonra eğitimin her türlü sorunu çözebileceği mesajını verdi. Lokman Ayva'nın dediği gibi: "Birilerine muhtaç olsam bu hayat ne kadar bana ait olabilir? Başkalarının müsaade ettiği kadar bir hayat..." Buna izin vermemek için yapacağımız bir şeyler var; yeter ki düşünelim.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA