Her sabah otelin alt katındaki marketten burnumdan öfke saçarak alıyorum bilumum gazeteleri. Çünkü her gazetenin fiyatı fiks: 1 TL. Yani otelden çıkıp, iki adım yürüyüp bir gazete bayiinden ya da marketten 40 kuruşa, 50 kuruşa aldığınız gazete, sırf beş yıldızlı otelde kalıyorsunuz diye 1 TL. Hayır bu parayı gazeteler kazansa, bir gazeteci olarak eyvallah derim ama yok! Tamamen marketteki abinin cebine giriyor, biz de kek gibi o cebe çalışıyoruz.
Odada giyinirken, soyunurken, duş sırası beklerken eğlenelim, havaya girelim diye PowerTürk'ü açıyoruz. O var kanallar arasında. Bir süre sonra fark ettik ki, sürekli aynı şarkılar çalıyor. VJ masrafından yırtmak için şarkıları bilgisayar yardımıyla çalacaksanız, akıllı bir makine bulsanıza! İki dakikada bir Demet Akalın'dan 'Tozpembe' fenalık getirdi. Şarkıyı ezbere biliyorum artık.