Ercan Saatçi, 40 yıllık yaşamını gözden geçirerek Esquire dergisinin 'Hayattan neler öğrendiniz?' sorusuna yanıtlar vermiş. Aşk konusunda şöyle diyor: "Benim küçüklüğümde Ankara gazozu vardı; çok lezzetliydi. Bitmemesi için yavaş yavaş içer, bittiğinde üzülür ve şişelerini saklardım. İşte aşk da böyle bir şey; günü geldiğinde bitiyor, geriye anılar kalıyor." Ne kadar güzel anlatmış, ne güzel benzetme yapmış! Şimdi merak ettim; kendisi için de aynı şeyler mi geçerli?
***
Neyse bu aşk meşk mevzularına dalmamın nedeni, pazar günü
Pskiyatr Cem İncesu ile yaptığımız 'evlilik ve seks' röportajı! Valla ben şaşakaldım... Bu kadar röportaj yapıyorsun; siyaset, spor, gündem vs konuşuyorsun, şu sıcak yaz günlerinde çoğu zaman kimsenin umurunda bile olmuyor. Ama konu aşk/cinsellik olunca okunma oranı tavan yapıyor, hiç ummadığınız insanlardan mailler geliyor (inanmazsınız, aralarında siyasetçiler bile var), herkes görüş bildiriyor, millet aman da ne iştahlanıyor ne... Ben de 'Nedir bu ya' oluyorum haliyle;
insanların gündemindeki meseleler aklımı başımdan alıyor resmen. Yani 3G falan hikaye! Ne demişti Doç. Dr. İncesu, hatırlatayım:
"Evlilikte aşk bir-iki yıl sürer, iyi seks üç-beş yıl!" Millet kendini mi buluyor okuduklarında ne!