Adam&Eve'e giderken ne yalan söyleyeyim huzursuzdum. 'En seksi otel' unvanına sahip bir yere iki kız gidiyoruz, düşünsenize... Komik mi dururuz, garip mi kaçarız? Herkes çift mi burada? Resepsiyona girer girmez "Garip durmuyoruz değil mi?" diye soruyorum, pat diye. Otel meleği Ilgın gülüyor, belli ki bu soruya çok alışkın: "Hayır durmuyorsunuz, burası bir aile oteli, atın kafanızdan uydurulanları!" Allah razı olsun! Sonra bunu otelin sahibi Talha Görgülü ile de konuşuyoruz. "Görseniz bu yüzden başımıza neler geldiğini! Düşünsenize Ruslar bile gelmedi ilk sene buraya. Meğer, 'seks oteli' diye yanlış çeviri yapmışlar, düzeltene kadar akla karayı seçtik" diyor. Arıyorlarmış oteli, "Fantezi odalarınız varmış doğru mu?" diye soruyorlarmış. Öyle şehir efsaneleri çıkmış ki, 'En seksi otel' sloganını 'Made in Heaven' yani 'cennetten bir parça' olarak değiştirmişler. Evet otel seksi, odalar romantik, her yer ayna, lobinin tavanı bile 5x5 ebatında beş milyon adet küçük aynayla kaplı, hatta 'asansörlerin tabanını da aynayla kaplasak' diye düşünecek kadar ileri gitmişler -Allah'tan vazgeçmişler- ama bu otel kesinlikle tek amaca hizmet etmiyor. Sıra dışı, şık, minimal ve herkese göre. Süleyman Demirel de otelin müşterilerinden; aynalarla kaplı lobide oturmaya doyamıyormuş; "Talha beni 20 yaş gençleştirdin ya" diyormuş. Öte yandan otelde duvar diye bir şey yok, aklınıza gelebilecek her yer ayna. Paşabahçe, Türkiye'nin 2.5 yıllık ayna ihtiyacı kadar ayna yapmış buraya. Müthiş değil mi?