Galanın ardından, ertesi gece sergi açılışı için Kasımiye Medresesi'ndeyiz; Artuklular döneminde yapılmış çok amaçlı bir medrese burası; uçsuz bucaksız Mezopotamya Ovası'ndan göz alıcı görünüyor. Ya da tersini yapın, o da olur; ova medreseden deniz gibi görünüyor; sonsuz... Aralarında Mehmet Güleryüz, Kezban Arca Batıbeki, Fikret Atay, Ferhat Özgür'ünde yer aldığı 15 sanatçının heykel, fotoğraf ve videolardan oluşan işleri, medresenin belirli odalarına ve köşelerine yerleştirilmiş, başuçlarında da sanatçıları; bilgi veriyor, sohbet ediyor vs. Sergiye bir tek, ünlü modacı/ fotoğraf sanatçısı Hüseyin Çağlayan katılmadı Londra'da olduğu için. Ancak sergiye yolladığı iki fotoğraf karesi, dev ebatlarıyla medresenin duvarlarından birini süslüyordu. O kadar büyüklerdi ki, 'gelmese de, görmesek de serginin yıldızı o' dedirtti bize. Bu arada... Uluslararası sanatçıların da yer aldığı sergide Çağlayan'ın adı genellikle yurtdışında kullandığı 'Hussein Chalayan' olarak geçiyordu gerçi ama, biz bizeyiz şimdi, fark etmez!

Mardin öyle bir günde anlatılacak yer değil. Sabancı Müzesi, mırra ritüeli, cevizli kebap ve belediyenin kadrolu eşekleri çarşambaya...