İSTİFA NİYE?
Yazar Tuna Kiremitçi 23 yıl önce ölen çellist Jacqueline du Pre'yi kastederek, "Jacqueline ve ben sakin bir hayatı seçtik. Bir başkasıyla aynı evde yaşamak mümkünmüş meğer" diye kurmaca bir yazı yazdı Vatan'daki köşesinde. İclal Aydın da ölen çellisti, Kiremitçi'nin sevgilisi sandı, hemen bir 'ayar' yazısı döşedi. Böylece ikili arasındaki gerginlik de doruğa çıktı; Kiremitçi istifa etti. Günlerdir ex karı-koca İclal Aydın ve Tuna Kiremitçi arasında bu olanlar lastik gibi uzatılıyor ya, ben de tutayım bir kenarından, çekeyim bari: Tuna Kiremitçi ne diye gazetesinden istifa etti şimdi, işin bu kısmını bir türlü anlamadım. Yani, kime kızmış oldu ki? Telefonunu da açmıyor ki soralım!
FUTBOLUN GÜZELLİĞİ
SSPE hastalığı yüzünden babasının adını bile hatırlamıyor, konuşamıyor 11 yaşındaki Mehmet Uzun. Tek hatırladığı ve söyleyebildiği Beşiktaşlı İbrahim Toraman ve Delgado'nun adı! Takım aşkı da bu olsa gerek... Haberi okuyan Beşiktaş kulübü yöneticileri ve taraftar grubu Çarşı, cumartesi günkü Beşiktaş maçında 'Şifo' lakaplı küçük Mehmet'i, Toraman'la el ele sahaya çıkardı. O, sahaya inerken de 'Yavru kartal İnönü'ye kondu. Acil şifalar Mehmet' anonsu yapıldı. Ne şahane bir tabloydu... Bir süre önce de Elazığ'daki depremde ailesini kaybeden, Arda fanatiği Keko ünlü futbolcuyla buluşturulmuş; ufaklık, Arda'nın kucağından inmemişti. İkisinin sarmaş dolaş görüntüleri inanılmaz güzellikteydi. Futbola kavga, kıyamet, küfür değil; işte bu iyilikler ve güzellikler yakışıyor. Ben bile, böyle fotoğraflar gördükçe, hiç ilgimi çekmeyen sahaları sevmeye başlıyorum. İhtiyacı olana kucak açabilecek kadar büyük bir dünya olduğu için...
KORSAN MI ALALIM!
Sinemacıların artık ticari kaygı taşımayan, ticari beklentiyle yapılmayan filmleri de birkaç hafta vizyonda tutması için kampanya yapmayı planlıyorum. Evet, evet son kararım budur! Büyük bütçeli filmlerin sinema salonlarını kapatmasına, haftalarca vizyonda kalmasına itirazım yok ama düşük bütçeli, iddiasız Türk filmlerini izlemek için kırk takla atmaktan da bıktım artık. Sen, kendine zaman yaratıp, gün ayarlayana kadar hoop film vizyonda yok artık! Dünya kadar Türk filmi girdi vizyona; ya dağları yolları aşıp uzak diyarlara/semtlere gideceksin, karşı yakaya geçeceksin izlemek için ya da DVD'sini bekleyeceğine korsan takılacaksın sen de! Siz olsanız hangisini tercih edersiniz?
NEREDE ROMANTİZM?
Film olayına dalmışken... Hollywood'un romantik komedileri iyice bayıklaştı; hikaye yok, sıcaklık yok, gerçekçilik yok! En son vizyona girenlere bakarak çok net söyleyebilirim; hepsi de birbirinden idiot filmler. En son 'Leap Year'ı izledim, 'bu kadar mı uçulur kardeşim, yuh!' dedim resmen. Düşünsenize, yıllar geçti üzerinden; 'Özel Bir Kadın'ı unutturacak, onu tahttan indirecek başka bir romantik film daha çekildi mi? Belki de artık eski aşklar kalmadığı, 'aşk koca bir yalan' sayıldığı içindir bilmiyorum ki... Bu vesileyle, Ben Kingsley-Penelope Cruz ikilisinin oynadığı 'Elegy-Aşkın Peşinde'yi son yılların en iyisi olarak ilan eder, saygılarımı sunarım. (DVD'si mevcuttur) Ah unutmadan, 'Dear John' da izlenesi bir film, sakın kaçırmayın.
SÜPER BİR ALBÜM
Ferhat Göçer'in bugün çıkan yeni albümü 'Biz Aşkımıza Bakalım'ı Ferhat Göçer-Ömür Gedik ikilisinin evlerinde dinledim perşembe günü. Benim yüzümden çok sevdikleri üç köpeklerini bahçede tutmak zorunda kaldılar ama yine de dinlettiler albümü bana, teşekkürlerimle! Şunu söyleyebilirim; çok gözyaşı kaldırır bu albüm, çok! Şarkılar çok romantik bir kere... Mesela Ferhat ilk kez bir rock şarkı söylüyor bu albümde; adı 'Zifiri'. Ama bir şarkı bu kadar mı romantik olur, bu kadar mı insanı alıp götürür! Beyoğlu'nda küçük, köhne bir barda çıkan bir rocker'ın şarkısı bu, dinlemeniz lazım. Olay olay olay!!! Ya 'Kızım'? Of of of... Daha şarkıyı dinleyip de etkilenmeyen yok. Tüyleri diken diken ediyor Sinan Akçıl imzalı şarkı. O yüzden albümün çıkış şarkısı 'Kızım' olacak. Hemen bir not düşeyim: Sinan Akçıl bu şarkıyı, Hadise'nin babasıyla konuşmalarından etkilenerek yapmış; Ferhat'la bir alakası yok yani. Fakat herkesin, dinlediğinde kendiyle özdeşleştireceği kadar ortak bir şarkı. Ferhat Göçer 2 Nisan'da Günay'da olacak. İnşallah bir aksilik çıkmaz da, Türkiye'de en sevdiğim sesi dinlemek için orada olurum!
EZGİ VE ŞEBNEM!
Son yıllarda müthiş oyuncular yetişiyor, her biri ayrı yetenek... BKM Mutfak oyuncularının 'Çok Filim Hareketler Bunlar' filminde sergiledikleri oyunculuğa baktığınızda da bunu net şekilde görüyorsunuz zaten... Her geçen gün yıldızlaşan, kendilerini gösterecekleri roller çıktıkça devleşen bu oyuncuların en şahane tarafı da; rahatlıkları, doğallıkları. Onları sevdiren de bu galiba. Şu an bile, size sayacağım sayısız isim var gözümün önünden geçen ama en çok 'Canım Ailem'in 'Meliha'sı Şebnem Bozoklu ve 'Feride'si Ezgi Mola'ya inanamıyorum. Bu iki kadın her geçen gün aşıyor kendini, inanılmaz bir şeye dönüşüyor. Artık öyle bir haldeyim ki; ikisinin de gerçek konuşmalarını, gerçek seslerini, gerçek hallerini merak eder oldum. Çünkü insanın rolüyle bu kadar bütünleşmesi olanaksız bana göre! twitter'da da müdavimiyim bu ikilinin... Öyle doğal, öyle rahatlar ki; kasmadan, kasılmadan, içlerinden geldiği gibi yazıveriyorlar. Mesela Bozoklu; twitter'da takipçileri artınca "Dikkatli olmalıyım artık" diyor, sonra da ekliyor: Ne dikkatli olacam ya! Ezgi Mola deseniz, "Sevgili gönül dostları" diye başlıyor, içinden geleni döktürüyor. Bazen kendimi ekrana bakıp gülerken yakalıyorum. E o zaman, yaşasın doğallık ve iyi oyunculuk diyelim gönül dostları...
