Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSKENDER GÜNEN

Kalafat!

Trabzon gibi futbol tarihi zengin çok az şehir var dünyada. Bu ıskalanınca, Trabzonspor hakkındaki yorumlar da yetersiz kalıyor. "Yanal ile yollar ayrılmamalıydı. G.Saray ve F.Bahçe'nin üzerindesin. Onların teknik adamları duruyor, siz gönderiyorsunuz" deniyor. Saygın bir önerme ama buna katılmama hakkı Trabzon'un damarlarında saklı. Trabzonspor rakiplerinden Sivas'a karşı bozguna uğruyorsa üçüncülük falan gözetilmez. İş orada biter. Samuray geleneğine benzer. Sular mikroplu çıkınca intihar eden Japon Çevre Bakanı'na denk düşer. Trabzon şehri, Trabzonspor'da görev yapmak bu nedenle zordur. Övünmüyorum, bir geleneği aktarıyorum. Marifet bu zor şehirde bu büyük takımı şampiyonluğa taşıyabilmektir. Sabır yok. Ama inatçı, inançlı. Hemen parlıyor. Ama sadık. Hırçın. Ama tel örgüleri yok. Son 25 yılı içeren en anlamlı söz şudur: "Tarih Trabzonspor'da tekerrürden ibarettir." Son Sivas bozgununun izahı da şudur: "Sivas Trabzonspor'u 30 yıl önceki Trabzonspor'un üç İstanbul takımını yendiği gibi sürklase etti. Yani Sivas o yıllardaki Trabzonspor gibi oynadı, Trabzonspor ise üç İstanbul takımına benzedi." Temel soru, bu takımın neden 25 yıldır başaramadığı değil, 25 yıl öncesinde neden başarılı olduğudur! Zaman durmuyor, hep akıyor. Bu süreçte sağlıklı bir biçimde evrilebilmek önemli. Bu becerilemedi. Son şampiyonluktan itibaren dağıldı, dağıttı, savruldu. Çünkü kendini tanımlayamamıştı. Dolayısıyla tanıyamamıştı. Özenti rüzgarlarının şişirdiği yabancılaşma yelkenleriyle yol aldı. Çoğu kez rotasını yitirdi. Yetersiz kaptanlara teslim oldu. Denizden habersiz tayfalar edindi. Sürekli kayalara çarptı. Bu nedenle gemi her sezon kalafatta! Bugün de... Yanal gitti, sorun bitti (mi)! Şimdi Daum, Gerets, Leekens, Bulak, Kocaman sesleri yükseliyor. Ama kayalar aynı yerlerde duruyor. Sorun teknik adamda değil. Giray'ın oynatılmamasında hiç değil. Bunlar ağaçlar. Bir zamanlar Sergen'i aldı bu kulüp. O bile ders olmadı. Sorun sistem. Ama önce körlüğe gönüllü kılavuzluktan kurtulmak gerek. Sisteminiz yoksa gerisi yok. Sistemin tepesinde başkan, en aşağıda malzemeci bulunuyor. Ama Sadri Başkan "Fatih milli takımda, Denizli Beşiktaş'ta. Kimi almalı?" dediği noktada kendini bu sorunlu sistemin (sistemsizliğin) parçası olmaktan çıkarıyor. Temel sorun bu! Ayrıca sorunu çok iyi bir teknik direktörle çözeceği inancı taşıyor ki, bu da işin trajik yanı. Bu şehirde dünyada olmayan un var, şeker var. Ne var ki helva 25 yıldır vatanına isyan ediyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA