Vakıf üniversitelerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Yeni üniversitelerle 'vakıf'ların sayısı 40'a ulaştı. Bu üniversitelerle ilk olarak ülkemiz, 1984'te Bilkent Üniversitesi'nin kurulmasıyla tanıştı. Türk yükseköğretim tarihinde 20 yıllık geçmişe sahip olan vakıf üniversitelerinin sayısı, kısa zamanda yükseldi. Şimdi de İstanbul'da Acıbadem, Medipol, Şehir, Piri Reis, Yeni Yüzyıl, İzmir'de Gediz, Gaziantep'de Gazikent, Zirve, Kayseri'de Melikşah, Mersin'de Toros adıyla, on vakıf üniversitesi daha kuruldu. Her yıl üniversite kapısında yığılan ve lise mezunlarının yüzde 80'inin açıkta kaldığı ülkemizde, sayıları hızla artan vakıf üniversiteleri yükseköğretimin de yeni bir soluğu oldu. Anayasa'nın 130. maddesi gereğince bu vakıf üniversitelerinin kuruluşları yasayla yapıldığı için, devlet üniversiteleriyle aynı haklara sahipler.
Puan barajlarını kaldırın
YÖK, vakıf üniversitelerinde 2009-2010 öğretim yılında ilk defa öğrenci kabul edilecek lisans programlarına verilecek kontenjanların, en az yüzde 20'sinin tam burslu olmasına karar verdi. Bu üniversitelerimiz, ülkemizde birçok kurumun yapamadığı bir işi gerçekleştirerek, binlerce öğrenciyi burslu okutuyor. Bu da ekonomik açıdan aileler arasında eşitliği sağlıyor. Bu üniversitelerimize kesinlikle özel gözüyle bakmamalıyız. Çünkü vakıf üniversitelerinde öğrencilerden alınan para, öğrenciye döner. Bu tür yükseköğretim kurumlarında herhangi bir kazanç kaygısı yoktur.
Bu yıl üniversiteye giriş sınavına başvuranların sayısı, geçen yıla nazaran yaklaşık 200 bin azaldı. Vakıf üniversitelerimizin, kontenjanlarının boş kalmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Devlet üniversitelerimizdeki yüzde 15 kontenjan artışı, vakıf üniversitelerimizi olumsuz etkileyecek. Geçtiğimiz haftaki yazımda da belirttiğim gibi, bence 2009-ÖSYS'de bu üniversitelerimizin dolması için 145 ve 165 puan barajlarının kaldırılmasında yarar var.
Ekonomik kriz ve vakıflar
Ülkemizde pek çok sektörde ekonomik kriz yaşanıyor. Vakıf üniversitelerimiz henüz bu krizle tam tanışmadı. Bazı yerlerde tek tük taksit sorunu oldu. Ya da kriz nedeniyle aile bütçesi bozulan, bazı öğrenciler, burslu okuyabilmek için bu üniversitelerimizin kapısını çaldı. Eğitimde gerçek kriz önümüzdeki öğretim yılı yaşanacak. Hiç istemeden yazıyorum. Bence bu yıl SAY 2 puanıyla öğrenci alan bölümlerde yaklaşık yüzde 16-20 gibi öğrenci kaybı olacak. Bu oran, EA 2 bölümlerinde daha artacak, SÖZ 2 bölümlerinde ise daha çok artacak.
Vakıf üniversitelerimizin, bu yıl kontenjanlarını doldurabilmesi için, kendilerini üniversite adaylarına çok iyi tanıtması gerekecek. Burada; üniversitenin tarihçesi, fakülte ve yüksekokulları, eğitim dili, çift ana dal-yan dal, bölümler arası geçiş kuralları, yerleşke yaşamı, burslar ve uluslararası ilişkiler gibi konular yer alabilir. Ne yazık ki, bir taraftan devlet üniversitelerimizin kontenjanlarının artırılması, bir yandan üniversiteye giriş sınavına başvuran öğrenci sayısının azalması, diğer taraftan ekonomik kriz vakıf üniversitelerimizi üzecek. Zaten önümüzdeki yıl üniversiteye girişte yeni sınav sistemi uygulanacak. Bence, YÖK'ün bu sorunları göz önünde tutarak, bu yıla özgü, puan barajlarının kaldırılmasıyla ilgili yeniden düzenleme yapmasında yarar var.
