Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAİT GÜRSOY

Krizi fırsata dönüştürmek

Okan Üniversitesi, her yıl düzenlediği Büyük Rehberlik Buluşması'nda Türkiye'nin dört bir yanından rehber öğretmenleri Antalya Marco Polo Tatil Köyü'nde ağırladı. 627 rehber öğretmen buluşmada "Üniversiteye girişte yeni sistem ve tercih krizini fırsata dönüştürmek" paneliyle üniversite tercihleri konusunda farklı yaklaşımları tartıştı.
Ben de konuşmacı olarak katıldım. Bu önemli konuyu değerli kardeşim Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü Servet Gülsüm Şirin ile masaya yatırdık.
Sınav sisteminin değiştiği yıllarda, tercihlerde belirsizlik artar. Hele hele bu yıl olduğu gibi tüm parametreler değişmişse belirsizlikler daha derinden yaşanır. Sıcak bir ağustos bizleri bekliyor.
Biz eğitim ve sınav uzmanları bu tür belirsizliklerin olduğu anlarda krizi derinleştirmek yerine, çözüm önerileri sunmalıyız. Zaten tercih denen şey, nokta atışı yapacağımız ince hesaplar peşinde koşulan bir durum da olmamalı. İktisat teorisyenlerinin çoğu tercihi, özgürlük olarak tanımlamış. Konumuz iktisat teorisi değil belki, ancak mesleki tercihler kesinlikle özgürce yapılmalı.
Tercih dönemi biz eğitimciler için de ilginç gözlemler yapabildiğimiz bir süreç.
Üzülerek söylemek gerekir ki, pek çok aday karar aşamasına ramak kala dahi ne yapacağını bilmiyor. Tercihin en kolay tarafı teknik boyutu. Geçen yıla kadar, adayların puanları belli, sıraları belli, hangi bölümün az çok hangi sıra veya puanla öğrenci alacağı belliydi ve bu sınırlar içinde tercih yapılıyordu. Ancak bu yıl geçen yıldan kalma bilgilerin referans olması neredeyse imkânsız. Teknik tercih yapmakla yetinen aday için aslında zor bir yıl.

Esnek bir sıralama
Yoksa tercihin insani ve psikolojik yanını dikkate alan için bu yılla geçen yılın farkı da yok sayılır. Bu durumu şans olarak da görebiliriz. Puan ve sıraların içinde kaybolmadan özgürce tercih yapabilirler. Peki ne yapmalı? Bu sistemin belirsizliklerini aşmanın bir sırrı yok mu? Var!.. İnce hesapların peşine düşülmemeli. Geçmiş yıl hangi bölüm nereden almış, hangi üniversite tabanını neyle kapatmış... Bu soruları bir yana bırakmalı. Adaylar en çok istediğinden daha az istediğine doğru 10, 20, 30, 50, 100 kaç bölüm yazabiliyorsa yazmalı; sonra 24'e inmeli. Hangisini kazandığında aklı bir alttaki tercihte kalmayacaksa onu üste yazmalı.
Her kriz, bir fırsatın da habercisidir, adaylar krizi fırsata dönüştürmeli.
Esnek bir sıralama işleri kolaylaştıracaktır.
Adaylar kendini, bölümleri tanıyarak en son da üniversiteleri tanıyarak tercihlerini yapmalı.
Biz rehber öğretmenler de bu yolda onlara ışık tutmalıyız. Belki de bu yıl ilk kez sıraların ve puanların darlığından kurtulup istek ve yeteneklere göre tercihler yapılmasını sağlayabiliriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA