Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAİT GÜRSOY

OBP’nin etkisi azaltılmalıdır

Küresel salgın koşulları nedeniyle geçen yıl ikinci dönemden beri hem eğitim ve öğretimin hem de yazılı sınavların yüz yüze yapılamaması nedeniyle ortaöğretim başarı puanının güvenilirlik sorununu gündeme getirmiştik. Bu yazımızı okuyan adaylardan "Lütfen sesimizi duyurmaya devam edin" diye çokça mesaj aldık. Bu nedenle konu hakkında diğer eğitimci dostlarımın görüşünü almak da elzem oldu. YKS sürecini yakinen takip eden Eğitim Uzmanı Salim Ünsal ile bu kez OBP'nin durumunun nasıl olması gerektiğini masaya yatırdık.
Sistemde sınavın yüzde 87'lik, OBP'nin ise yüzde 13'lük bir etkinlik düzeyinde olduğunu belirten Ünsal, sınavın kısmen eşit koşullarda yapıldığını, OBP'nin ise nispeten okullar arası değerlendirme eşitsizliklerini içinde barındırdığını söylüyor. Aday öğrencilerde, adalet duygusunu zedeleyecek teknik önlemlerin geç kalınmadan alınması taraftarıyız.
"Bu yıla mahsus olarak OBP kaldırılmalı mıdır?" diye sordum. Kaldırılmasını beklemiyor, adil de bulmuyor. Zira YKS'nin salt bu yıl mezun olacak son sınıf düzeyindeki adayların gireceği bir sınav olmadığını, eski mezunlardan da hatırı sayılır bir kitlenin bu sınavlara gireceğini belirtiyor. Ancak yürürlükteki stabil durumun aynen kalmasının da bir haksızlık olacağı kanaatinde. Bu konuda, ben de aynı görüşteyim.

OBP'de oranlar düşürülmeli
"YÖK'ten bu konuda beklentiniz nedir" diye sordum. Çok net şu cevabı verdi: Mevcut koşullarda genel yerleştirme için diploma notu katkısı yüzde 60'tan yüzde 40'a, mesleki yerleştirme için ise yüzde 90'dan yüzde 60'a düşürülebilir. Bu durum OBP'nin yüzde 13 olan etkinliğinin yüzde 9'a düşmesi anlamına geliyor. Daha yüksek oranda bir etkinlik azaltmasına gidilirse bunun da çalışıp hakkıyla iyi notlar almış öğrencilerin emeğine saygısızlık olacağını düşünüyoruz. Çünkü diploma notları 9'dan 12 sonuna kadar tüm sınıf düzeylerini kapsıyor.
YKS'ye katılacakları salgın süreciyle ne kadar ve hangi oranda ilişkilendirebileceğimizi merak ettik ve önceki yılların ÖSYM istatistiklerine bakalım dedik. Son 8 yıldır sınava başvuranların yaklaşık yüzde 41'ini lise son sınıf düzeyindeki adaylar, yüzde 59'unu da mezun düzeydeki adaylar oluşturuyor. Önümüzdeki süreçte velev ki yüz yüze eğitime elverişli bir ortam oluşmayacağını varsaysak dahi 12'nci sınıfların 8 dönemin 3'ünü, mezunların ise 8 dönemin 1'ini salgının gölgesinde yaşadıkları gerçeği ile yüzleşiyoruz. Evet iki dönemdir sağlıklı bir ölçme değerlendirme yapılamıyor. Sürecin uzaması halinde bu en fazla 3 döneme çıkıyor ve bu yıl ilk kez sınava girecek 12'nci sınıflar bu durumdan en fazla etkileniyor.
OBP hesaplamasının da artık masaya yatırılması gerektiğini belirten Ünsal, sınav performansı ile OBP değerleri arasında düşük bir korelatif ilişkinin bulunduğunu hatırlatıp Türkiye ortalamasına göre 100 soruda 26.5 net yapabilen adayların diploma notları ortalamasının ise 100 üzerinden 68.6 olduğunu söylüyor. Burada yüzleştiğimiz gerçekliğin iki temel gerekçesi olabilir: Ya merkezi sınavlar daha zor sorulardan oluşuyor ya da okul notlarını daha kolay dağıtıyoruz. Bu farkı azaltmadan da OBP sorununa çözüm üretmek pek kolay olmayacak gibi. Bakalım, TBMM gençlerin haklı talebini gündeme taşıyacak mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA