Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Keşke bir kuş olsaydım

Hz. Ebu Bekir sadıklığın, doğruluğun timsali sayılmıştır.
En zor zamanlarda Hz.
Peygamber'in (s.a.v.) yanında yer aldı. Zora talip oldu. En zor günlerde ortaya çıktı. Rahat zamanlarda ise geride kaldı.
Öylesine ki, Hz. Peygamber bazı cumaları minbere çıktığında onu sorardı. "Ebu Bekir nerede" diye sorardı. Buradayım dediğinde ise; Efendimiz tebessüm eder ve konuşmasına devam ederdi.
O derin muhasebe duygusu içinde daldan dala konup ötüşen bir kuşa dikkat eder. Ve sonra şöyle mırıldanır: "Ey kuş! Sen ne kadar rahatsın. Özgürsün. Daldan dala konuyorsun. Yemini alıyorsun.
Ötüyorsun. Ahrette hesabın yok. Terazin yok. Sıratın yok.
Ben ise mahşerde hesaba kalkacağım.
Sırata, teraziye çıkacağım.
Bakalım kurtulabilecek miyim.
Ne kadar isterdim. Bir kuş olaydım. Daldan dala konayım.
Ölünce de hesabım kapansaydı.
Aslında bu cümleler; hesabın hakkını verememekten endişe eden bir büyük müminin muhasebesidir.
Tıpkı bir rivayetin ardında Hz. Ebu Zerr'in (r.a.) dediği gibi: "Keşke hesaba çekilmek yerine, kesilen, biçilen ve çiğnenip yok olan bir ağaç olsaydım." Siz, derin bir hesap, azap duygu ve korkusu içinde başka ne derdiniz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA