Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Resul ve Nebi bizi bağlar

Kur'an-ı Kerim'de hem Resul ve hem de Nebi sözcüğü bolca geçer. Resul için kitap inmiş kişi -peygamber- olarak yorum getirenler olduğu gibi ikisini aynı kategoriye koyanlar da vardır.
Yüce Allah'ın peygamberlerine 'Risalet getiren -Resulve haber getiren nebe -Nebisıfat ve görevleriyle hitap etmiş olması mümkündür. Bu her iki isimden her biri peygamberliğin bir vasfına delalet ediyor olabilir. Her Resul aynı zamanda nebidir de; her nebi ise Resul olmayabilir gibi tanımlar da vardır. Neticede her Resul yani elçi, bir haber yani nebe ile gelir. Bu anlamda bu iki vasıf vurgulayıcı olur.
1- Kendinden önceki peygamberlere inen kitabı tasdik.
Veya tahrif edilmiş hallerine uyarıda bulunma.
2- Yeni hükümleri iletmek.
Bu anlamda Hz. Peygamber (s.a.v.) hem Resul ve hem de Nebi'dir. Ve O'nun bu iki vasfına eşit miktarda uymak emredilmiştir.
(Araf, 157) Yüce Allah'ın gönderdiği Resul ve Nebi, ne getirirse - hem vahiy adına ve hem de vahyin tefsiri anlamındaki bütün emir ve yasaklarına uymakla sorumluyuz. Yani mesela; ululazm peygamberlerine uyacağımız gibi, Hz. Yusuf'a da, Salih'e de uymak zorundayız.
Resule uyarız, nebiye uymayız gibi cahilce bir anlayış ancak Allah'ın iz'an ve anlayışla imtihan ettiği kişilerde görülebilir bir haldir.
Yoksa sayısı yüz yirmi bine varmış nebilerin tümünü sıradan insan gibi görmüş olacağız.
Resul ve Nebi Allah'ın gönderdiği, şeriatle yükümlü kıldığı, Cebrail'le güçlendirilmiş özel insanlardır.
Onlardan gelen her emir ve yasak bizim için bağlayıcıdır.
Onlara tabi olup iman etmek imanın bir gereğidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA