Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

İki itirafçı tek düzenek

Rıza Zarraf, ABD'deki davadaki ifadesinin başlangıcında, "Hapisten çıkmanın en kısa yolu olduğu için savcılıkla anlaştım" demişti. Aslında söylediklerinin, yönelttiği parmakların, alakasız biçimde 'Dönemin Başbakanı kimdi?' diye sorulup Cumhurbaşkanımızın adını zikretmesinin ardındaki motivasyonu kendi ağızla itiraf ederek işe başlamıştı.
İki gün önce de, Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı koltuğunda sadece üç hafta oturabilmiş ve ardından hakkındaki Rus bağlantısı iddiaları sebebiyle istifaya zorlanmış Mike Flynn'in savcılıkla anlaşıp itirafçı olduğu haberi medyaya düştü. Flynn, Trump'ın seçim kampanyası sırasında Rusya'nın Washington Büyükelçisi Sergey Kislyak ile yaptığı görüşmelerde, ABD'nin Rusya'ya yaptırımlarını konuşmadıklarını söyleyerek FBI'a ve Başkan Yardımcısı Pence'e yalan söylediğini kabul etmişti.
İşin Türkiye'yi ilgilendiren kısmı ise, Flynn'in, Türk işadamı Ekim Alptekin'in, Flynn'in ilişkili olduğu lobicilik şirketiyle yaptığı anlaşmanın Türk devlet yetkililerinin bilgisi ve denetimi dahilinde olduğunu iddia etmesi oldu. Bu anlaşma dahilinde ilgili lobicilik şirketi, FETÖ hakkında ABD kamuoyunu bilgilendirici makaleler yayınlatacak ve belgeseller yapacaktı.
Nitekim Flynn'in ABD seçimlerinin olduğu gün The Hill'de Gülen'i "maskeli terör ve istikrarsızlık kaynağı" olarak tanımlayan yazısı çıkmıştı.
Ancak geldiği ideolojik zemin açısından Ak Parti'ye uzak olan Alptekin, söz konusu anlaşma ile Ak Partili yetkililerin ilgisi olmadığını söylüyor. Fakat ABD'deki itirafçılık sistemi, Türkiye'deki pişmanlık yasasından farklı olarak yargılanan kişinin 'savcılıkla işbirliği' karşılığı serbest kalmasını da içerdiğinden Flynn'in istenen her şeyi söylemeye açık olduğunu varsaymak yanlış olmaz.
Alptekin'in adını ve -şimdilik- isim vermeden "Türk devleti yetkilileri" ibaresini Flynn'in söylemesi ve bunun Sarraf davasına denk getirilmesi manidardır. Nitekim Zarraf iddianamesinde de isim verilmeden "Türk hükümet yetkilileri" ibaresi geçiyor. Bu, "İstediğimiz zaman, istediğimizin adını davaya konu ederiz"in Amerikan hukukundaki karşılığıdır.
Türkiye'ye Gülen'le savaştığı için âdeta ceza kesilmektedir. ABD, 'bizim adamımıza bulaşma' mesajı vermek istese ancak bu kadar olabilirdi.
Trump'ın azline giden süreç, Flynn'in her tür şantaja açık biçimde boyun eğmesiyle başlamıştır.
Nitekim 9 ay önce, Flynn istifa ettiği gün, "Flynn artık 'siyasi tutsak'. FBI uygun gördüğü zaman ve şartta hakkında dava açıp mahkâm ettirir ya da Trump'ı ele verir" yazmıştım. Uygun zaman ve şartlar oluşmuş görünüyor...
Bir taşla birden fazla kuş vurmayı deneyecekler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA