Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Brezilya nasıl düşürüldü?

Dilma Rousseff, 2010'da %56'ya %44'lük oranla ve 2014'te %52'ye %48'le, yani 3.5 milyon oy farkıyla Brezilya Devlet Başkanı seçilmişti.
Sermaye ve bürokratik oligarşi çevreleri bu gelişmeyle sarsıldı.
Çünkü İşçi Partisi durdurulmazsa, ülkeyi en az 8 yıl daha yönetecek ve böylelikle bürokratik oligarşinin de sonunu getirecekti.
Lula- Dilma ikilisi, Brezilya için çok şey başardı. Tam 23 milyon ailenin yoksulluktan kurtarılmasına yarayan reformlar yaptı. Ekonomi kalkındı, sosyal adalet pekişmeye başladı, merkezden dışlanan fakirler ve siyahlar merkeze yürümeye başladı.
Havaalanları, alışveriş merkezleri ve özel hastaneler artık sadece 'beyazlar'a ait korunaklı bölgeler değildi.
Fakat Dilma bir noktada haddini fena halde 'aştı.' Yatırım ve üretimi artırmak için, finans sistemine faizlerin düşürülmesi noktasında baskı yaptı. 'Devlet piyasaya müdahale ediyor' diye feryât eden burjuva kesimi harekete geçti. Aşırı sol ise onlara eşlik etti. Haziran 2013'te, biz Gezi kalkışmasıyla uğraşırken, Brezilya'da da 'otobüs ücretine zammı' bahane eden sol kesim ve 'yoldaş burjuvazi' ayaktaydı. Dilma 'faiz lobisi' demese de, Erdoğan ile birlikte, ülkelerini bağımsızlaştırmak ve uluslararası sermaye/ siyaset çevrelerinin kuklası olmaktan çıkarmak isteyen iki lider eşzamanlı olarak hedefe konuldu. ("Bizimkisi bir faiz hikâyesi" yazımda detaylar var.) 2014'te, muhalefetteki partiye yakınlığı ile bilinen savcı Sergio Moro, "Brezilya tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu" dediği soruşturmasını başlattı. Bizdeki 17-25 Aralık'ın kurumsal hedefi HalkBank'tı, Brezilya'daki ise devlete ait olan, dünyanın en büyük petrol şirketlerinden Petrobras idi.
Bizdeki savcı Zekeriya Öz'dü, Brezilya'daki Moro.
Medya, Moro'yu "yanlış yapması imkânsız olan kahraman" diye halka sundu. Moro, eski Başkan Lula ile şimdiki Başkan Dilma arasındaki ses kayıtlarını basına sızdırdı.
Ana akım söyleme göre, siyasetçiler yolsuz, savcılar halkı kurtarmaya gelen dürüstlük timsalleriydi. Bu tantanada, Petrobras âdeta felç oldu.
Brezilya ekonomisinin düşüşü hızlandı.
Dilma, 31 Ağustos 2016'da, Senato kararıyla görevden azledildi.
O günlerde Shell'in CEO'su, Petrobras'ın kenara çekilip, petrol çıkarma haklarını yabancı şirketlere devretmesi gerektiğini ilan etmişti.
Shell-Petrobras ortaklık anlaşması Ekim 2017'de imzalandı. BP-Petrobras 'stratejik ittifak' anlaşması ise Kasım 2017'de karara bağlandı.
2018 Başkanlık seçimlerini kazanmasına kesin gözüyle bakılan Lula da Silva ise, katılmadığı karar duruşmasında 12 yıl hapse çarptırıldı.
İki gün boyunca çelik işçileri sendikasına sığınan Lula, geçtiğimiz günlerde sayıları yüz bini bulan destekçilerinin arasından geçerek polise teslim oldu.
Brezilya'da demokrasi, halk ve seçilmiş liderler yenildi. Ekonomi iflas etti, devlet peşkeş çekildi. 17-25 Aralık'ta neleri püskürttük ki 15 Temmuz'da yarıda kalan işi bitirmeye kalktılar, anlıyor musunuz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA