Asker kişiler, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. maddesinde sıralanan bazı suçlardan sivil mahkemelerde yargılanmalı. Geceyarısı operasyonunu tartışabilirsiniz ama, anayasayı ihlâl, cumhurbaşkanına suikast, yasama organına ya da hükûmete karşı suç, silâh sağlama, silâhlı örgüt kurma, ülke bütünlüğünü bozmak gibi suçlardan birini işlemiş olanların sivil mahkemelerde yargılanmalarına karşı çıkmak hiçbir siyasetçiye yakışmaz.
Askeri mahkemelere güvenelim ama, darbe tezgahlarında ya da provokatif eylemlerde, sanıkları kayırdıkları pek çok olay mevcut.
Demokrat Parti döneminde darbeye teşebbüs etme suçundan tutuklanan 9 subaydan sadece ihbarı yapan Samet Kuşçu, Askeri Mahkeme tarafından mahkûm edildi.
12 Mart sonrası, 9 Martçı cuntacılar, Askeri Mahkeme beraat ettirdi. Çünkü, teşkilâtın ucu, Hava Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri'ne kadar gidiyordu.
Şemdinli' de sivil mahkeme iki astsubay hakkında 39 yıl ağır hapis cezası verdi. Yargıtay, Askeri Mahkeme'nin yetkili olduğunu söyledi. Öte yandan, Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in sıralı amirlerinin de sorgulanması Savcı Ferhat Sarıkaya tarafından talep edilmişti. Buna kimse cesaret edemedi.
Özden Örnek'in günlükleri ortaya çıkınca, Genelkurmay Başkanlığı, bu günlüklerin kendi bünyelerinde olmadığını açıkladı. Buna mukabil, günlükleri yayımlayan Nokta dergisi arandı, bilgisayarlarına el konuldu. Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş mahkemeye verildi.
28 Şubat döneminde medyaya yansıyan Batı Çalışma Grubu belgesini hatırlayınız. O belgeyi, Emniyet İstihbarat Müdürü Bülent Orakoğlu'na ulaştıran onbaşı Kadir Sarumsak, Orakoğlu ile birlikte yargılanmadı mı? Belgenin sorumlusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya ve belgenin altında imzası bulunan Kurmay Başkanı Koramiral Aydan Erol'un ise yakasına yapışılmadı.
Şemdin Sakık'ın ifadelerine dayanarak, Fazilet Partisi'ni, Hadep'i ve İnsan Hakları Derneği ile bazı gazetecileri karalayan Andıç'a ne demeli! Altında İstihbarat Başkanvekili Tümgeneral Fevzi Türkeri'nin ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in imzası vardı. Bu Andıç dolayısıyla dönemin İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal, Türk İntikam Tugayı'ndan Semih Tufan Gülaltay'ın saldırısına uğradı. Şu anda Gülaltay Ergenekon'dan tutuklu. Fevzi Türkeri, Jandarma Genel Komutanlığı'na kadar terfi etti. Kimse onun aleyhine dava açmadı.
Uzun yıllar Genelkurmay Adli Müşavirliği görevinde bulunan Tümgeneral Erdal Şenel bile, Ergenekoncu çıktı. Kime, nasıl güveneceğiz? Darbe teşebbüsü ve provokatif eylem hazırlıkları ile psikolojik harekât yapma çabaları, mutlaka sivil mahkemelerin görev alanı içinde olmalı. Buna CHP'nin de, MHP'nin de karşı çıkacağını sanmıyorum. Çünkü, onlar da darbelerden çok çeken bir Türkiye'de siyaset yapıyorlar.
