Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Genelkurmay'a dava

Dün, Taraf gazetesinin manşeti ilgimi çekti. Bazı aydınlar (Ufuk Uras, Baskın Oran, Ahmet İnsel, Sezgin Tanrıkulu, Aydın Engin, Oya Baydar, Mithat Sancar ve Cengiz Algan), Mardin'deki açıklamaları dolayısıyla, Askeri Ceza Kanunu'nun 148. maddesine muhalefetten, Org. İlker Başbuğ'un hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar. 148. madde, askerin siyasi demeç vermesini ya da yazı yazıp, siyasi telkinde bulunmasını cezalandırıyor. Bu maddenin bir benzeri, İç Hizmet Kanunu'nda (madde 43) mevcut.

***

Milletvekilliği yaptığım dönemde, Andıç olayını basın toplantısıyla kamuoyuna duyurunca, dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu suçlayıcı bir beyanat vermişti: "Tüm gayretlerini, meş'um emellerini gerçekleştirmelerinde en büyük engel olarak gördükleri Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni yıpratmak yönünde yoğunlaştıran bazı karanlık düşünce sahibi kişi ve kurumların beyhude çabaları, dün olduğu gibi bugün, bugün olduğu gibi yarınlarda da sonuçsuz kalacaktır."
Bunun üzerine, Genelkurmay Başkanı aleyhine, bana hakaret ettiği gerekçesiyle dava açmıştım. O davada, Kıvrıkoğlu'nun avukatı, söz konusu cümlelerin beni hedef almadığını açıklamak zorunda kaldı. Bunun üzerine, ben de, davadan vazgeçtim.
***

Ufak bir hatırlatma daha yapmak isterim: Herkes, milletvekilliğimin sonlandırılmasını, Merve Kavakçı olayına bağladı. Ama asıl mesele, Andıç ve Kıvrıkoğlu aleyhine açtığım dava idi. Nitekim benim gibi milletvekilliği düşürülen ikinci kişi, Bekir Sobacı'ydı. (İkimizden başka milletvekilliğini kaybeden olmadı) Sobacı, Meclis'te (12 Nisan 2001) sarf ettiği şu cümleden dolayı kara listeye girmişti: "Türkiye sütü bozuk bir 28 Şubat sürecinden sonra geldiği bu noktada bugün debelenmektedir, çıldırmaktadır."
O gün Meclis karışmıştı: "Vayy sen askere sütü bozuk mu dedin?" Tabii iddianamede, bu cümleden söz edilmiyordu. Üniversiteye girmek isteyen başörtülü kızlarla görüşmesi, Sobacı'nın aleyhindeki tek delildi. Ama o kızlarla görüşen yalnız Bekir Sobacı değildi. Fazilet Partisi'nden, hatta başka partilerden de çok sayıda milletvekili başörtülü üniversite talebelerine randevu vermiş, onlara sahip çıkmaya çalışmıştı.
***

Dün dünde kaldı... Bugün hukukun üstünlüğünü korumaya yönelik yeni bir hamle ile karşı karşıyayız.
Davadan bir sonuç alınmasa dahi, aydınların gösterdiği tepki yerindedir. Farklı sivil toplum örgütleri, sürekli ve kararlı bir şekilde bu tavrı sergileyebilseler, askerler de, kendi sınırları içinde kalmayı zaman içinde öğreneceklerdir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA