Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

"Roma'yı da yakarım!"

Abdullah Öcalan'ın "Yerim dar", "Pencere yetersiz" gibi yakınmaları, dün de yazdım, bana Yassıada'yı hatırlatıyor ve canımı yıkıyor. Eski Demokratların sıkışık bir düzen içinde yattığı koğuşların pencere camlarını yetkililer beyaza boyamıştı. Amaç, denizi görmelerini engellemekti. Pencere açmak da yasaktı.
Bir Demokrat Partili anlatmıştı. Günde 2 paket sigara içtiğini söyleyince sormuşlar: "Neden?"
İşte cevabı: "3 paket içemediğim için"

***

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, grup konuşmasında gene, "Hassasiyetlerin gözetilmediğini" belirtti. Hassasiyetten kastı, belli ki, Öcalan'ın hapishane şartları.
Bizim hassasiyetlerden ne haber?
Peki... Molotof kokteylinin kurbanı Serap'a yazık değil mi? Diyarbakır'daki olaylarda hayatını kaybeden 23 yaşındaki Engin Aydın, içinizi hiç mi sızlatmıyor? Tokat'ın Reşadiyesinde pusuya düşürülen şehitlerimiz için gözyaşı dökmüyor musunuz?
Koyun şapkanızı önünüze, düşünün! Öcalan'ın odası 4 fayans boyunda küçüldü diye, ödettiği bedelin büyüklüğüne bakın. "Ben Neron'um Roma'yı da yakarım" derse o başka. Her Firavun'un bir Musa'sı olduğu gibi, Neron'a rağmen, barış umudunu koruyan milyonlarca insan var. İş ki, herkes empati yapmayı öğrensin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA