Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

HSYK'nın yeni yapısı

Tartışmalar, dürüst bir biçimde cereyan etmiyor. "Yargının kuşatma altına alındığı" iddiası, bilimsel muhtevadan yoksun. Sözgelimi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK). Getirilen düzenlemeyi, bugünkü uygulamayla kıyaslayalım:
Mevcut HSYK'nın seçimle gelen üyelerini (5 kişiyi), Danıştay ve Yargıtay'ın gösterdiği adaylar arasından cumhurbaşkanı belirliyor.
Oysa, yeni düzenlemeye göre 19 seçilmiş üyenin, 15'ini, hâkimler ve savcılar ile, Yüksek Yargı (Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay) doğrudan doğruya seçecek. Cumhurbaşkanı devrede yok. 19 üyeden sadece, 4'ünü cumhurbaşkanı atayacak.
Farklı işlere bakan 3 ayrı daire kuruluyor. Birinci Daire, hâkim atama ve nakillerinde ya da mahkeme ve savcılara yetki verilmesinde görevli (7 kişi). İkinci Daire, hâkim ve savcıların terfileriyle ilgilenecek ve disiplin dosyalarını görüşecek (7 kişi). Üçüncü Daire ise, denetim konularına bakıyor; müfettiş görevlendiriyor ve gerektiğinde soruşturma iznini almak için Kurul Başkanı'na (Adalet Bakanı'na) konuyu iletiyor (6 kişi).
Adalet Bakanı, bugünkü haliyle, HSYK'da bütün işlemlerin içinde yer alabiliyor. Oysa yeni düzenlemede, sıraladığımız 3 Daire'nin de faaliyetine iştirak etmeyecek. Yani bakan, ilk soruşturma kararında yok; atamada, nakillerde, yetkilendirmede yok; terfilerde ve disiplin dosyaları görüşülürken yok. Bütün bu çalışmalar onun gıyabında yapılacak. Adalet Bakanlığı müsteşarı ise, sadece Birinci Daire'de görev alacak; diğer dairelerin işine karışamayacak.
Adalet Bakanı HSYK'nın başkanı. Ama Kurul, itirazları inceleyen bir merci haline geliyor. Meselâ, atamaya itiraz ediyor bir hâkim; o zaman, atamayı yapan daire haricinde geri kalan iki dairenin üyeleri, bakanın da katılımıyla toplanıyor ve itirazı değerlendiriyor. Bakan, 14 kişiden biri olarak oy kullanıyor. Kararı veren dairenin üyeleri, itirazlar görüşülürken Kurul'da bulunmayacak. Bu da adalet ve hakkaniyete doğru önemli bir adım (Bugün, itirazlar incelenirken, kararı veren asıl üyeler de, yedek üyelerle birlikte toplanıyor).
Eleştirilen hususlardan biri de, bakanlık müfettişlerinin yargıç ve savcıları denetlemesiydi. Halbuki anayasa paketinde, HSYK tarafından seçilen ve Kurul'a bağlı olarak çalışan müfettişlerin bu denetimi yapması öngörülüyor. Soruşturma iznini ise, Kurul Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı veriyor.
Bugün, üye tam sayısı ile Kurul'un toplanması mecburiyeti, müsteşar katılmadığı takdirde karar alınamaması neticesini doğruyor. Taslakta bu da düzeltildi. Üye tam sayısı ile toplantı kaldırılıyor. Muhtemelen 3'te 2 gibi bir oran belirlenecek. Böylece 7 kişilik daireler 5 kişiyle, 6 kişilik daire de 4 kişiyle toplanabilecek. Kararlar ise üye tam sayısının salt çoğunluyla verilecek.
Demokratikleşme yolunda atılan en önemli adım, bugüne kadar dışlanan on bir bini aşkın hâkim ve savcının temsil imkânına kavuşması. Bütün bu hâkim ve savcılar, birinci sınıfa yükselmiş 4 bin 500 hâkim ve savcı arasından HSYK'ya 10 üye seçecek. Geride kalan 5 üyenin birini Anayasa Mahkemesi, 3'ünü Yargıtay, birini de Danıştay seçiyor.
Sadece Yargıtay ve Danıştay'ın gösterdikleri Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından cumhurbaşkanının tercih yapması mı demokratik (bugünkü durum böyle), yoksa 5 üyenin Yüksek Yargı, 10 üyenin de, alt kademe mahkemelerinin hâkim ve savcıları tarafından doğrudan seçilmesi mi daha demokratik?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA