Jet hızıyla tahliye, jet hızıyla yeniden tutuklamayı getirdi. Beklenen bir gelişmeydi. Elbette, tutuksuz yargılama esas, tutuklu yargılama istisna olmalı. Buna diyecek bir şeyimiz yok ama, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun tartışmalı yaz ve güz kararnamesiyle ataması gerçekleştirilen bazı hâkimler, toptan tahliye kararı verdiğinde, zihinler karışıyor, çelişkili bir durum ortaya çıkıyor.
9. Ağır Ceza'ya, Temmuz'da gelen Yılmaz Tuncay Aslan ve Ekim'de gelen Yılmaz Alp, Mahkeme Başkanı Nurettin Ak'ın muhalefet şerhine rağmen, aralarında Ali Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu 6 Balyoz sanığını bir çırpıda tahliye ettiyse, şaşırmaz mısınız? Ya 19 "jet tahliyenin" kahramanı 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Oktay Kuban?
Eski defterleri karıştırınca gördüklerimiz: a) Kuban, daha önce İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın altında imzası bulunan Dursun Çiçek'in tahliyesinde rol oynamıştı; b) Amirallere Suikast davasında sanıkların tahliyesini talep etmişti; c) Kafes iddianamesinin kabul edilmeyip iadesini istemişti; d) "Poyrazköy davası askeri mahkemede görülsün" demişti; e) Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan hakkındaki tutuklama talebini ise reddetmişti. f) Geçtiğimiz hafta da, Kuban, 19 Balyoz sanığını toptan tahliye etti. Bu peş peşe gelen tesadüfler, ister istemez "Bunda bir bit yeniği var mı?" diye düşündürüyor insanı. Muhtemelen yoktur. Ama, "Sinek küçüktür mide bulandırır" deyip geçelim.
Yargının kendi içinde denetim mekanizması işliyor. Bir mahkemenin nöbetçi hâkiminin verdiği tahliye kararı, o hâkim katılmadan toplanan heyette değerlendiriliyor. Bu defa da öyle oldu ve 12. Ağır Ceza oybirliği ile serbest bırakılanların yeniden tutuklanmasını istedi. Dava açılınca, artık başvurular nöbetçi hâkime değil, doğrudan davanın görüldüğü mahkemeye yapılabiliyor. Henüz, İrtica ile Mücadele Eylem Planı (Dursun Çiçek) ve Balyoz davalarının iddianamesi yazılmadı; bu yüzden 12. Ağır Ceza Hâkimi Kuban 19 sanığı bir çırpıda tahliye edebildi.
Sadece şu son olay dahi, yargının siyasallaştığına dair endişelerin haklı olabileceğini göstermiyor mu?