Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİŞ HEKİMİ İLKER ERDOĞAN

İmplant uygulamasındaki büyük tehlike enfeksiyon

İmplant tedavisinde en büyük tehlikelerden bir tanesi implantlar çene kemiğine yerleştirildikten sonra enfeksiyonun ortaya çıkmasıdır. Bu enfeksiyon, hastanın kötü ağız bakımıyla alakalıdır

Diş implantları, ağız rehabilitasyonu açısından dişsiz hastaların tedavisi için en iyi seçeneklerden biri haline gelmiştir ve bazı hastalar için tek tedavi şekli olarak kabul edilir. Diş implantlarının evrensel kullanımı nedeniyle, literatürde bunların kullanımı ile ilgili karışıklık sayısında artış vardır. Bu tür karışıklıklar arasında en sık görülenler; periimplantitis olarak bilinen kemik ve yumuşak dokuları etkileyen iltihabi süreçlerdir. Klinik olarak bu koşullar sıklıkla ödem, kızarıklık, dokuyu oluşturan hücrelerin hacim olarak artması ve hatta yumuşak dokuların yaralanması ile ortaya çıkar ve bunlar bazen kötü huylu değişiklikler olan ayırıcı tanı gerektiren bir görünüm sunar.

DİŞ ETLERİNİ KORUR
İmplantlar, bir başka deyişle yapay diş kökleri; modern diş hekimliğinin en çarpıcı gelişmesidir. Hem hastaların ve klinisyenlerin diş tedavilerine bakış açısını değiştirmiş, hem de fonksiyon, estetik ve konuşma anlamında bilmediğimiz bir çok detayın farkına varmamızı sağlamıştır. Sağlıklı bireyler ve sağlıklı ağızlarda implantlar, diş köklerinden farklı davranmazlar, dişin etrafındaki diş etlerini, çene kemiklerini korur ve bu yapıların yıkımını önler. İmplantlar, dişlerini kaybetmiş hareketli protez istemeyen hastalar için popüler bir tedavi çözümüdür. Çene kemiğine cerrahi olarak yerleştirilen implantlar bireylerin gerçek dişle olduğu gibi daha rahat yemek yemelerini sağlar. İmplantlar, uygulandıkları bölgede kemik kaybını önledikleri için bireylerin estetik görüntülerine de kakı sağlar.

ENFEKSİYON
İmplant uygulamasındaki en büyük tehlikelerden bir tanesi, implantlar çene kemiğine yerleştirildikten sonra enfeksiyon riskinin ortaya çıkabilme ihtimalidir. Bu enfeksiyon genellikle hastanın kötü ağız bakımıyla alakalıdır. Dişlerinizi temizlemeyip diş ipi kullanmazsanız ve her yemekten sonra bu uygulamaları tekrarlamazsanız, bakteri birikimine sebep olur. Tütün ve tütün ürünleri kullanan hastalar enfeksiyon gelişmesinde büyük risk grubundadır. Yüksek enfeksiyon riski implant kaybıyla sonuçlanmaktadır. İmplant kaybında enfeksiyona sebep olacak diğer maddeleri ise şöyle sıralayabiliriz:
Diş çekilmiş olan çene kemiği bölgesinde uygulanacak olan implant, daha önceden mevcut dişle alakalı enfeksiyon artıklarının kalmasıyla tekrar canlanabilir.
Uygulanan cerrahi esnasında sterilizasyon kurallarına dikkat edilmemesi enfeksiyon riskini artırabilir.
Kemiğin fazla ısınması ve cerrahide kullanılan setlerin keskinliğini kaybetmiş eski setler olması, enfeksiyon riskini artıran etkenlerdendir.
Kullanılacak olan implantın, Dünya Sağlık Örgütü'nce belirtilen minimum özelliklere sahip olması gerekir. Sahte ve taklit implantlar, içerikleri ve üretim problemleri nedeniyle enfeksiyon riskini artıran ve ciddi kemik kayıplarına sebep olabilecek etkenlerin başındadır.

SİNÜS PROBLEMLERİ
İmplantların diğer bir risk faktörü de, üst çenede uygulanan implantların hatalı yapılması sonucu olan sinüs problemleridir. Bu problemler sinüs tabanının delinmesi, sinüs membranının delinmesi ve implantın o boşluğa girdikten sonra o bölgede oluşturduğu enfeksiyonla olabileceği gibi sinüs bölgesinde kemik kazanabilmek için yapılan kemik ilavesi operasyonlarının sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Sızlayan basınçlı ve karıncalanmalı şekilde hissedebilirler. Sinüs boşluğundaki yükselen basınç baş ağrılarının sebebi olabilir. İlerlemiş vakalarda bu basınçtan dolayı migren ağrıları gelişebilir.

ÇENE KEMİĞİ KIRILMASI
Özellikle hacimsel olarak küçük, yaşlı bireylerde karşılaşılır. Çene kemiğinin inceliği implant yuvasının açılması esnasında kırılabilir. Bu gibi durumlarda çene kemiğinin özel ekipmanlarla birbirine bağlanması ve hastanın alt ve üst çenesi birbirine bağlanılarak pipetle beslenmesi gerekir.

SİNİR HASARI
Sinir hasarı implant uygulaması sonucu oluşabilecek problemlerden bir tanesidir. Sinir hasarı, gerekli ölçümler yapılmadan implantların yanlış yön ve yanlış uzunluklarda kullanılmasıyla ortaya çıkar. Cerrahi öncesi yapılacak panoramik ve tomografik röntgen ölçümlerinin değerlendirilmesi bu hasarın önlenmesinde önemli yer tutar. Sinir zedelenmesi, dudak çene ve yanaklarda his kaybına sebep olur. Ayrıca mevcut dişlerinizin bazılarının uyuşuk kalmasının etkenlerinden bir tanesidir. Vücudu bir sinir ağı olarak düşündüğümüzde herhangi bir yerdeki sinir ağının kopması vücudumuzun başka bir yerinde farklı kas ve sinir sistemlerinde problemler meydana getirebilir. Kopan sinirin tedavisi; sinirlerin tekrar birleştirilmesi ya da ayak bölgesinden alınan sinirlerin o bölgelere dikilmesi ile olur.

IMPLANT UYGULAMASINDA BAŞARISIZLIĞIN SEBEPLERİ
İmplantoloji çeşitli nedenlerle kaybedilen dişlerin yerine, doku dostu materyallerin (implantları) çene kemiğine yerleştirilmesi demektir. Son yıllarda bilimsel çalışmaların artması, teknolojik olarak daha üstün implantların ve destek biomateryallerin geliştirilmesi ile 1900 ile, 1985'li yıllarda yüzde 85 olan başarı oranlarını yüzde 98'lere kadar çıkarmıştır. Artık günümüzde diş eksikliği oluştuğunda doğal dişlere hiçbir zarar vermeden implant tedavi planı yapmakta ve kaybedilmiş dişlerin yerine dental implantlar yapılmaktadır. Bu sayede kaybedilmiş olan fonksiyon, estetik ve fonasyon kazanılır. Diş implantları genel olarak tek diş eksikliklerinde tek ya da çift taraflı birden fazla diş eksikliklerinde, tam dişsizlik durumlarında ve ortodontik ankraj amacıyla sıklıkla kullanılır.

İmplant tedavilerinde başarı kriterleri nelerdir? İmplantolojide başarı genel olarak üç faktöre bağlıdır:

Hekime bağlı faktörler:
İmplant uygulayacak hekimin cerrahi kuralları iyi uygulaması, hastaya en uygun tedavi modelini seçmesidir. Ayrıca tedavi planını hasta ile paylaşarak nelerin yapılıp nelerin yapılmamasının belirlenmesidir. Hastaya bağlı faktörler: Tedavi süreci boyunca hekimi ile iyi uyum sağlayan ve arzu ettiği tedavi planını hekimi ile detaylı bir şekilde belirlenmesinde yardımcı olması başarıyı artıracaktır.

Üreticiye bağlı faktörler:
İmplantoloji de kullanılan ve üretilen malzemelerin doku dostu olması, uzun yıllar fonksiyon gören kaliteli malzemeden yapılmış olmasıdır.

İmplantta başarı oranı nedir?
Doğal dişler kaybedildiği gibi implantlar da kaybedilebilir. Sağlık anlamındaki hiçbir teknik yüzde 100 başarılı değildir. Dünyada implantın ağızda kalma oranı yüzde 95-98 arasındadır. İyi bir tedavi planlanması ve uygun kemik hacmi ile implantların ortalama 10 yıl süre ile ağızda kalması başarı olarak görülmektedir. İyi planlanmış birçok implantta bu süreler aşılmaktadır.
3 boyutlu görüntüleme başarıyı artırıyor

Yeni teknolojik gelişmeler implant başarısını artırır mı?
Teknolojinin ve bilimsel araştırmaların gelişmesi ile implant cerrahisi, implant üstü protezlerdeki gelişmeler; başarı oranlarında artmaya ve daha güvenli implant tedavileri yapılmasına yardımcı olmaktadır. Yeni teknolojiler ile üç boyutlu radyografik tekniklerin desteği ile en uygun ve güvenilir bir implant cerrahisi sağlayan rehberler üretilmektedir. Anatomik oluşumların yakın olduğu ve kemik hacminin az olduğu durumlarda dental tomografik teknikleriyle kemik hacmi üç boyutlu ve güvenilir olarak değerlendirilebilir. Bu sistemlerde daha güvenli ve başarılı implantlar yapılmaktadır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA