Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Allah o günleri bir daha kimseye göstermesin!

Cumhuriyet tarihinin en ağır krizinde ayakta kalmayı başaran Şekerbank'ın Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, stres altında geçirdikleri günleri aslında hatırlamak istemiyor Ancak her şeye rağmen, Şekerbank krizden fırsat yaratmayı bilmiş ve yeniden yapılanmış. Göktan'a göre işte bu durum yabancıların gözünden kaçmadı. Hollandalı Rabobank söz kestiği Şekerbank'ı nisanda alacak

Unuttuk bile! Çok değil, sadece iki yıl geçti üstünden oysa. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ağır krizlerini arka arkaya yaşarken bu ülkede en derin yarayı bankacılık sektörü aldı. Binlerce bankacı işsiz kalırken, yönetim kadrolarındakiler krizin yarattığı stresin altında uykusuz geceler geçirip duruyordu... İşte ezici krize rağmen hem banka çalışanını hem de müşterilerini koruyan ve bankayı dimdik ayakta tutmayı başaran bankacılardan biri bugün Misafir Odası'nın konuğu. Dr. Hasan Basri Göktan. Tam 18 yıldır 'patronsuz banka' Şekerbank'ı yönetiyor. Patronsuz banka diyorum, çünkü 1953 yılında Şekerpancarı Kooperatifleri Bankası olarak kurulan Şekerbank'ın bugün yüzde 42.96'sı Şekerbank Personeli Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı'na ait. 'Bankacı dediğin az konuşur, tasarruflu olur. Neticede burası bir itibar ve güven kuruluşudur' diyecek kadar ilkelerine bağlı olan Hasan Basri Göktan, müşterinin parasını kendi parasından daha iyi koruması gerektiğinin altını çiziyor ve işte bu güvenin Şekerbank'a 530 bine yakın sadık bireysel müşteri olarak geri döndüğünü anlatıyor. Hasan Basri Göktan'la, Levent'te Metrocity alışveriş merkezinin hemen yanındaki iş merkezinde yer alan yeni ofisinde görüştüm. Göktan, bankayı üç ay önce Ankara'dan İstanbul'a taşıyınca, Şekerbank iş merkezinin 6 katına yayılmış. 'Ama henüz tam İstanbullu olamadım. Yavaş yavaş. Evrim teorisi de öyle değil mi? Ben önce bankayı getirdim" diyor Göktan. Şu anda O'nu en çok meşgul eden konu bankanın satışı. Dünya finans devlerinden Hollandalı Rabobank Şekerbank'la söz kesti. Kısmetse evlilik Nisan gibi gerçekleşecek.

* Şekerbank sizce hangi vasıflarıyla öne çıkıyor ve rakiplerinden sıyrılıyor?
Özel sektör bankaları arasında aktif büyüklük açısından ilk onda bankamız. 2004 yılında özkaynak karlılığı en yüksek bankayı sorarsanız, cevabı Şekerbank'tır. Hisse senetleri en çok kazandıran banka hangisi diye sorarsanız, yine cevabı Şekerbank'tır. Ya da teminat mektubu komisyon gelirleri en yüksek 3 bankanın içinde biz de varız.

* Bankacılık krizi pek çok bankayı yutarken Şekerbank çok sessizdi. Bankada sorun olacak hiçbir durum yokken neden daha aktif olup, örneğin reklamlarla öne çıkmadınız? Krizde ayakta kalmayı başarmak çok önemli değil mi, bunu neden kullanmadınız?
Zaman zaman kullandık ama tevazu biraz da güvenden kaynaklanıyor. Kendine güvenen kişi biraz mütevazı durur. Çok fazla ortaya çıktığınız zaman bunun yanlış algılandığını gördük. Hatırlarsanız en kuvvetli reklamlarla ortada olanlar sıkıntı yaşadı ve gittiler. O yüzden biz özellikle kaçındık. Abartmamak gerektiğini düşündük. Çünkü biz 53 yıllık bir bankayız. Oturmuş bir müşteri portföyümüz var. Birbirimizi biliyoruz yani. Güven tevazu getirdi.

TAVUĞU KESMEDİK
* O dönemde, yani üst üste kriz yaşanan yıllarda Şekerbank dimdik ayakta kaldı. Sizce hangi kriterler sayesinde böyle oldu? Asla yok olmasını yakıştıramayacağımız bankalar bile krizin altında kaldı...
Ben bunu tecrübeye ve yönetimdeki istikrarara bağlıyorum. Yönetimi uzun süre belli bir ekibin paylaşmış olması işe yarıyor. Çünkü bankacılık dünyanın her yerinde, risk alma işidir ama neticede tutucu bir iştir. Biz de her ikisi de mevcuttu. Tecrübe de vardı. Bir de tabii biz o dönemde ekonomik gelişmeleri önceden kestirip, tedbiri elden bırakmadık. Agresif büyümelerin hep dışında olduk ve bunun faydasını da gördük.

* Siz krizleri öngörmüş müydünüz?
Tabii. Ben 1998-1999 yılında büyük kredilerin çoğunu kapatmış, durdurmuştuk. Agresif büyüme içinde de olmadık. Yani riskimizi büyütmedik. Ama hiç bir zaman müşterilerimizi sık boğaz etmedik. Biraz küçüldük, bazı şubelerimizi kapadık ama zora giren müşterilerimizin dönüp ödeyeceklerine hep inandık. Kriz telaşıyla çalışanlarımızı da mağdur edip, banka geleneklerinden fedakarlık etmedik. Allah o günleri bir daha göstermesin tabii. Gerçekten stres altında günlerdi. Düzgün bankacılar, hem o krizin yükünü, hem de düzgün olmayan bankacıların yükünü beraber taşıdılar.

* Kriz sırasında bazı tavırlarınız için eleştirildiğinizi söylediniz...
Bazen tenkit alıyoruz. Çok riske girmişiz. Kredi vermişiz, şirket iyi durumda değilmiş. Buna rağmen biraz daha kredi vermişiz örneğin. Ama biz diyoruz ki, biraz daha kredi verdik ama şirketin çalışmasını sağladık. Yani borcunu ödemesine imkan tanıdık. Böyle çok firmamız var. Krizden sonra borçlarının tamamını tasfiye ettiler. Biz mecbur kalmadıkça tavuğu kesmeyiz, ondan hep yumurta almayı isteriz.

ONLAR DA PATRONSUZ BANKA
* Şekerbank'ın bu hali evlilik yapmayı isteyen yabancı bankaların ilgisini çekmiş olmalı. Rabobank size talip. Şu anda görüşmeler yapıyorsunuz. Biraz anlatır mısınız? Yabancı bankanın varlığı Şekerbank'a neler getirecek.
Rabobank dünyada 3A ratingi (derecesi) olan sayılı bankalardan biri. Onlarla en büyük benzerliğimiz, bizim gibi patronsuz banka olmaları. Çiftçi kökenli Hollanda bankası. Bizim tecrübemiz, istikrarımız onların ilgisini çekti. Düşünün bizim Anadolu'da 50 yıldır aynı yerde olan şubemiz var. İki kuşaktır çalışan müşterilerimiz var. Biz aslında krizden fırsat yarattık. Yeniden yapılandık. Teknoloji altyapımızdan, hizmet ağımıza kadar her şeyi yeniledik. Bu tabii yabancı bankacıların ilgisini çekti. Gözden kaçırmadılar. Şu anda görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah nisan ayı içinde sonuçlandırmayı düşünüyoruz.

* Nasıl bir ortaklık yapısı olacak?
Yüzde 51 hisseyi almak istiyorlar. Bizim buna bir itirazımız yok. Önemli olan bankanın büyümesi ve yaşaması. Türkiye'nin yabancı sermayeye ihtiyacı var. Rabobank da Türkiye'de tarıma, gıdaya, konut kredilerine, bireysel küçük kredilere yatırım yapmak istiyor. Tecrübelerinden de istifade ederek birlikte bir sinerji yaratmak istiyoruz. Rabobank bir mortgage uzmanı örneğin.

* Yönetim konusu nasıl olacak?
Müşterek yönetim olacak. Ama tabii esas sermaye ağırlığı onlarda olacak. Biz de sandık olarak ortaklığa devam edeceğiz. Onlar da zaten Türk ortakların ortaklığa devam etmesinde fayda görüyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA