Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Muharrem Eskiyapan'ı bir tek siyaset mutsuz etmişti!

Çarşamba günü kaybettiğimiz Nuh Çimento'nun kurucu ortağı Muharrem Eskiyapan, tanıdığım dürüst, çok sevilen ve en çok da sosyal sorumluluklarının müthiş farkında olan sanayicilerimizden biriydi. Yıllarca Ankara Sanayi Odası'nın başkanlığını yürütmüş, kurucu ortağı olduğu Nuh Çimento'nun büyük atılımlarında direksiyondaki isim olmuş ve sonra bir de siyaseti denemek istemişti.
Ara ara bir araya gelip sohbet ederdik ama siyasete atılınca onu görmek için Ankara'da Meclis'in yolunu tuttuğumda nedense, Eskiyapan'ı hiç o kadar mutsuz göreceğimi düşünmemiştim.
CHP'den atıldığı siyasette ne konuşma fırsatı bulabilmiş ne de sanayicilikten gelmiş olmasına rağmen iş dünyasına bir faydası dokunabilmişti. Bir sorup bin ah işitmiştim. Zaten çok geçmeden de CHP'den istifa edip 8 ay bağımsız kalmıştı. Derken AK Parti'de şansını denemeye karar vermiş olacak ki bu kez AK Parti'ye geçmiş orada da umduğunu bulamamıştı. Bir daha siyaset yapmamaya tövbe etmiş ve bir sonraki buluşmamızda bana, "51 yıllık sanayiciliğimin bana verdiği tecrübeyi aktarabilir miyim diye siyasete girdim. Ama gördüm ki, o kulvar tamamen değişik. İş hayatından bakılan pencereyle alakası yok" demişti.

El kaldır el indir!

Eskiyapan siyasete 68 yaşında girmişti. Onun siyaset hakkında ne düşündüğünü sorduğum zaman 72 yaşındaydı ve bir dönem milletvekili yapmış olan bir sanayicinin söyledikleri o kadar ilginçti ki köşemde bu konuya yer vermiş ve Eskiyapan'ın şu cümlelerini aktarmıştım:
"Hep tenkit ederdim. Niye konuşmuyorlar, niye eleştirmiyorlar diye. Ne kadar hatalı olduğumu milletvekili olunca anladım. Ben 4 yılda topu topu 6 kere konuştum. Tüm yaptığım, Genel Kurul'da parti ne derse ona el kaldırıp katılmaktı. Anladım ki, orası bizim yerimiz değil. Tamam milletvekili seçilmek gerçekten çok şerefli. Ama ben vermek istiyorum, alan yok! İlle sen bize uy! El kaldır, el indir! Düşünebiliyor musunuz, beni Dilekçe Komisyonu'na verdiler ilkinde. Yahu dedim, ben sanayiciyim, o alanlarda çalışayım. Yok! Sonra AKP'ye geçtim. Çünkü Başbakan senin tecrübelerinden istifade etmek isteriz dedi. 2 yıldır kimse benden hiç bir şey istemedi. Bir kez olsun bir şey sorulmadı. Bunlar benim ağrıma gitti."

Bodrum'da otel

Son karşılaşmamız Bodrum'da olmuştu. Üç yıl önce, sürpriz bir şekilde Bodrum'da küçük bir otel açmıştı. Yakın çevresindeki bütün işadamlarını da açılışa davet etmişti. Eskiyapan, iş dünyasının hakikaten çok sevilen bir üyesiydi. Herkes de onun davetine iştirak etmişti. Aslında amacı turizme girmek de değildi. Eşi Gülten Hanım ile birlikte bir ev satın alma planıyla gitmişlerdi ilkinde. Artık işleri yavaşlatmıştı, iki oğlu zaten aktif çalışıyordu ama işte girişimcilik Eskiyapan'ın peşini bırakmıyordu.
İstanbul Pallace otelini bir yıl kendisi işletmiş, sonra da işletmeyi otelcilikte uzman isimlere bırakmıştı. Bir ay kadar önce telefonla aradığımda sesi yine eskisi gibi çok mutlu geliyordu. Siyasetten uzaklaşmak böyle bir şey herhalde diye düşünmüştüm içimden. Özüne dönmüştü ama daha çok da okullar yaptırıp, bağışlayarak sosyal görevlerinin peşine düşmüştü. Bugüne kadar yaptırdığı okul sayısı 11'i bulmuştu. Ne yazık ki son yaptırdığı okulun açılışını yapmaya ömrü yetmedi.
Zaman zaman yazıyorum ya Türkiye'nin yaşsız insanları diye. İşte 74 yaşındaki Eskiyapan da onlardan biriydi. Sürekli çalışıyor, bu toplumdan aldığını bu topluma vermeye çalışıyordu. Çok zamansız bıraktı sevenlerini.
Buradan acılı ailesine baş sağlığı diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA