Cami, kilise ve sinegog'un yan yana olduğu, hahamı, imamı, pederi, öğretmeni, ev hanımı, öğrencisi, yaşlısı ve genciyle oluşturulan Medeniyetler Korosu'ndan Türkçe, Arapça, İbranice, Ermenice ilahiler, türküler dinlediğim Antakya'da iki muhteşem gün geçirdim.
Garanti Bankası müthiş bir iş yapıyor. 7 yıldır Anadolu'yu il il 'Garanti Anadolu Sohbetleri' ismiyle düzenlediği toplantılarla dolaşıyor ve 'gözden ırak gönülden de ırak' konumundaki güzel Anadolu kentlerinin sorunlarını masaya yatırıyor.
Bugüne kadar 46 ili dolaşan ve 62 toplantı yapan Garanti Bankası, her ile projektör tutup, sadece sorunlar üzerine değil o şehirlerin makus talihlerini değiştirecek çözüm önerilerine, yol haritalarına da vurgu yapıyor.
Bugüne kadar pek çok kez davet edilmiş olmama rağmen bir türlü bu toplantılara katılmam kısmet olamamıştı. Ama sonunda şeytanın bacağını kırdım ve zengin yemek, meze kültürüyle, müthiş mozaik müzesi ve tarihi kilise ve camileriyle bir medeniyetler beşiği olan ama bugün hiç de hak etmediği bir konumda bulunan Antakya'ya ya da diğer ismiyle Hatay'a gitmeyi başardım.
Anadolu şehirlerinde görev yapan valiler o şehrin atılım yapmasında büyük önem taşıyor. Bu nedenle daha önce Amasya'da yaptıklarıyla övgü alan Celalettin Lekesiz'in göreve geldiği andan itibaren Antakya'nın sorunlarının çözümüne yöneldiği konuşuluyor.
Mozaikte en büyük!
Mozaikleriyle ünlü Antakya ne yazık ki bu muhteşem eserleri uluslararası standartlarda sergileyemiyor.
Birçok eser yersizlikten depolarda duruyor. Vali Lekesiz'den 40 bin metrekarede planlanan dünyanın en büyük mozaik müzesi için çalışmaları hızlandırdıklarını öğrendik.
Bu niye önemli? Şu yüzden. Evet Antakya'nın sorunları var. Dinlediğim toplantının en somut konuşmasını yapan Retur'un sahibi İskender Çayla'nın vurguladığı gibi daha isminde karar kılamamış bir kent.
Kimi Antakya kimi Hatay diyor, Çayla da soruyor: "Peki böylesi zengin bir tarihe sahip bu kent kendini turiste nasıl pazarlayacak? Artık bu kent ismine karar versin."
Sadece bu da değil. Dünyanın ilk mağara kilisesi olan ve Hıristiyanlığın Katolik, Ortodoks ve Protestan olarak mezheplere ayrılmadan önce ilk kilisesi olduğu kabul edilen Saint Pierre Kilisesi dahi bu kentte iken niye Antakya turist akınına uğramıyor?
Antakya mı Hatay mı?
Sebebini söyleyeyim. Çünkü dünya bilmiyor, tanımıyor! Çayla diyor ki şehrin bir logosu bile yok. Türkiye tanıtım yaparken de mesela Antakya'dan bir kare fotoğraf koyuyor ama Antakya yazmayıp, sürekli Türkiye yazıyor! Bu doğru değil, bölgesel tanıtım şart.
Yani aslında bunların çok basit çözümleri var. Ama nedense kimse adım atmıyor. Neyse ki bu kez baktım Vali Celalettin Lekesiz, Çayla'nın söylediklerini pür dikkat dinledi ve sonra öğrendim ki daha detaylı konuşmak üzere Çayla'yı Antakya'ya davet etmiş.
