Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Sözde değil özde İklim Platformu lütfen!

Bayram öncesi Türk Sanayici ve İşadamları Derneği, bence çok geç kalınmış ve aynı zamanda çok da önemli bir toplantı düzenledi.
Derneğin aralık ayında Kopenhag'da gerçekleştirilecek olan ve şimdiden 65'ten fazla ülkenin liderinin bizzat katılacağının açıklandığı BM İklim Konferansı öncesi önemli bir adım attığını söyleyebilirim ama tabii bu adım çok önce atılmalıydı.
Her neyse; TÜSİAD o gün Bölgesel Çevre Merkezi Türkiye (REC Türkiye) ile birlikte 'İklim Platformu'nu kurduğunu açıkladı ve iş dünyasını da bu platforma katılmaya davet etti.
Dünyanın karbon merkezli bir ekonomiye doğru gittiği aşikârken ve Kopenhag'ta iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bir uluslararası anlaşmanın şekillenmesi beklenirken, sizce bu toplantıya kaç şirket yöneticisi katıldı dersiniz?
Sizi yormadan ben söyleyeyim. TÜSİAD yaklaşık 500 kişiye davetiye göndermiş ama o gün salonda basın mensuplarıyla birlikte 80 kişi ancak vardı. Diyeceğim o ki İklim Platformu ilk darbeyi buradan yedi o gün.
Ne yazık ki TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da belki yakın bir zamanda dernekteki başkanlık görevi sona ereceğinden olsa gerek bu önemli toplantıya gereken ilgiyi göstermedi ve açılış konuşmasını yapar yapmaz salonu terk etti.
Çevre konusunda hassasiyetini bildiğim bir işadamıyla sonrasında sohbet ettiğimde gördüm ki o da böyle bir platformun çok geç kurulmasından şikâyet ediyor. Haksız da sayılmaz.
Ama TÜSİAD'ın böyle bir konuyu gündeme taşırken en azından daha çevreci olması gerekmez mi?

Kuşe kâğıda broşür!
Niye o gün davetlilere ve basına dağıtılan tüm broşürler kuşe kâğıda basılmıştı mesela?
Geri dönüşümlü bir malzeme kullanılsa ve de içine, 'Çevreye dost bu malzemeleri kullandık ve bunun sayesinde şu kadar ağaç kesilmedi, karbon salınımı olmadı vs' gibi hoş bir not iliştirilse fena mı olurdu?
Niye o gün o salon müthiş aydınlatılmıştı? TÜSİAD Başkanı Yalçındağ'ın acelesi olmasaydı ya da ekibinin aklına gelmiş olsaydı da ışıkların bir kısmı söndürülseydi ve başkan da konuşmasına başlarken öncelikle salonda söndürdükleri ışıklar sayesinde çevreye karşı nasıl bir farkındalık yaratmak istediklerini bir iki cümleyle söylese hoş olmaz mıydı? Yarı karanlıkta kalan davetliler şöyle bir düşünseydi mesela…
Demek istediğim şu. İklim Platformu evet geç kalınmış bir harekettir. Ama zaten iş dünyası belli ki farkında değil ya da ciddiyetini kavrayamamış. Öyle olsa çok daha geniş bir katılım oldurdu. Dernek bu işi ciddiye aldığını çok daha iyi göstermeliydi ama gösteremedi.
Yalçındağ'ın bir yandan küresel iklim değişikliği ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş yolunda iş dünyasının daha aktif olmasını vurgulaması güzel ama sonra sözlerine 'Sanayileşme sürecine, Batılı ülkelerden sonra başlayan Türkiye'nin iklim değişikliği konusunda tarihsel sorumluluğu nispeten az' diye devam etmesini doğru bulmuyorum.
Kaldı ki Türkiye dünyada en çok sera gazı salan 23'üncü ülke ve hızla tırmandığını rakamlar söylüyor. Sera gazı salınımları tabii ki yanlış enerji politikaları yüzünden! Bu da konuyu Başbakan Erdoğan'ın ve de AK Parti hükümetinin masasına acil notuyla koyuyor.
Yani Türkiye yanlış politikalarına devam ederse 2020 yılında Avrupa'nın en çok kirleten ülkesi olma yolunda. Bu yüzden bir an önce önemli adımlar atılmalı. Hem hükümet hem de özel sektörün bir an önce topyekün çalışmalara başlaması şart.
TÜSİAD'ın da bütün üyelerinin dikkatini çekecek bir toplantıyla, çevreye hassasiyetinde hakikaten samimi olduğunu göstermesi daha da şart.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA