Murat Sungur Bursa, nükleer enerji konusunda da görüşlerini uzun uzun anlattı bize. Her şeyden önce Bursa, Çernobil faciasını yaşamış, Karadeniz'de dalga dalga yayılan kanser vakalarıyla korkmuş, acı çekmiş olan halkın yaşadığı travmalara rağmen, devletin bu konuda hiçbir iyileştirme projesi yapmadan nükleer ihalesine gitmesini yanlış buluyor.
Nükleer santral ihalesinde Zorlu Ankara'ya özetle, 'Bu şekliyle biz yokuz' demiş. Bursa, nükleer enerji projelerinde çevre ve atıklarla ilgili yatırımların maliyeti arttırdığını, nükleer enerji ihale yasasının 'en düşük fiyatı' veren üzerinden dönmesinin yanlışlıklarından söz ediyor ve özetle şunları söylüyor:
"Nükleerde ya birim fiyatı yükselteceksin ya da maliyeti azaltacaksın. Başka çare yok.

Yetişmiş eleman yok!
Nükleerde "teknolojik iyilik" diye bir kavram yok. Çünkü teknolojik yeterlilik ve çevreye en az zarar, ölçülebilir kavramlar değil. Türkiye'de nükleer ile ilgili kurumsallaşma eksik ve yetersiz. Yıllardır nükleer enerji santralleri işleten İngiltere bile önümüzdeki dönem yetişmiş eleman sıkıntısı yaşayacağından endişe duyuyor. Türkiye'de ise bu alanda yetişmiş, uzman hiç yok.
Nükleer enerji santralleri ihalesinde ilk bakılacak nokta, santralin çevreye uyumluluğu ve teknolojik yeterlilik olmalı. İhaleye katılan şirketler bu iki önemli konuda incelenmeli ve bunlara uymayanlar elenmeli. Bu iki konuda yeterli bulunan şirketler arasında en son olarak maliyet konusuna bakılmalı. Nükleer santral ihalesi, en ucuz fiyatı önerene değil, santrali en güvenli kuracak olana verilmeli. Bu alanda Türkiye'nin uzun yıllara, deneyime ihtiyacı var. Fransa, Japonya, Kore enerji krizi sonrasında nükleere yatırım yaptı. Ekonomilerini dışa bağımlı olmadan yürütür hale geldiler.
Bugün Türkiye için nükleer olmazsa olmaz mıdır?
Hayır böyle bir durum yok."