Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Yeni nesil yönetim kurulları tartışılıyor!

İş dünyasının fikir önderlerinin 'Yeni Nesil Yönetim Kurulları'nı tartıştığı bir panele katıldım. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) ve tanınmış üst düzey yönetici araştırma ve değerlendirme firması Odgers Berndtson, Türkiye'de yönetim kurullarının stratejik performansını güçlendirmek için seminerler düzenliyor. Financial Times işbirliğiyle yürütülen ve iki gün süren seminere gördüğüm kadarıyla Türkiye'deki şirketler en üst düzeyde katılıyor. Seminer sonrası düzenlenen panelde ilginç isimler vardı. Örneğin Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Mehmet Göçmen, Fiba Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin, Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar ve her ne kadar TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak bugün ismini sıkça duysak da Allianz Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı olarak dikkat çeken Cansen Başaran Symes, yönetim kurulu üyeliği, bağımsız yönetim kurulu üyeliğinin önemi ve yaşadıkları deneyimleri dinleyicilerle paylaştılar. Özyeğin de burada bir aile şirketi mensubu olarak kendi penceresinden yönetim kurulu üyeliği konusunu anlattı.
Cansen Başaran Symes'in durumu biraz farklı tabii. Ne de olsa öncelikle bir kadın yönetim kurulu başkanı olarak rol model, ayrıca da Türkiye'ye son yıllarda girmiş en büyük yabancı sermayeli finans kuruluşu tarafından atanmış bir başkan. Symes o nedenle bağımsız yönetim kurulu üyeliğini değil, en tepedeki kadın yöneticinin deneyimlerini paylaştı.
Dışarıdan bir bakış açısı kazanmak için aslında bağımsız yönetim kurulu üyelikleri şirketler için çok önemli. Yoksa Mehmet Göçmen'in de vurguladığı gibi aile şirketleri yanlış alınan kararlar nedeniyle 3'üncü kuşaktan öteye geçemiyor. İstatistikler ortada. Erdemir Yönetim Kurulu Bakşanı Ali Pandır'a göre de aslında bu açıdan bağımsız yönetim kurulu üyeliği önemli, "Çünkü" diyor, "Bağımsız üyeler gerekirse aile üyeleri arasında arabulucu oluyor. Dengeleri kuruyor. Onlar arasındaki bazı fikir ayrılıklarına belli bir görüş sunarak bir araya getirmek gibi bir rol üstleniyor." Türkiye'deki ilk bağımsız yönetim kurulu üyelerinden biri olan Ali Pandır, şirketlerin bağımsız üye alma yöntemlerinden söz ederken, "Genelde aile şirketleri bağımsız üye için profesyonel yönetici yerine, şirkete yabancı olmayan, eski emeklilerden, tanıdıklardan üyeler aldı önce. Çünkü belli bir korku vardı. 'Acaba bağımsız üyeler gelip bizim işimizi engeller mi' diye. Yasaya göre bağımsız üyelerin belli veto haklarının olması da bunun altındaki nedenlerden biriydi" diyor.
Bağımsız üyelerin de bazı korkuları var tabii. Ali Pandır bağımsız üye olacağı zaman araştırma yapmış, riskleri öğrenmiş: "Başınıza istenmeyen şeyler gelir diye içinizde bir korku oluyor. Ben mesela epey araştırdıktan sonra en azından mali mesuliyeti için sigorta yapılmasını şart koştum. Çünkü bu durumda da siz riskler taşıyorsunuz."
Yeni nesil yönetim kurullarında katılımcı, şirkete değer katan bağımsız üyeler önem kazanıyor ama tabii bunun için aile şirketlerinin yol açması şart galiba. Bir de mesela şu dijitalleşme konusu. Şu anda çok merak ettim. Yurtdışında yönetim kurullarında dijitalleşme en önemli gündem konusuyken Türkiye'de bu konunun henüz istenilen noktada olmadığı anlatılıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA