Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Mutsuz İngilizlere Dilek Makinesi yolda!

İngiltere'yi Avrupa Birliği'nden koparmanın ilk adımı olan refarandumun tekrarlanmasını isteyen ve sayıları 3.5 milyona ulaşan İngilizlere tavsiyem eylül ayında açılacak olan Londra Tasarım Bienali'nde Türkiye Sergisi'ne uğrasınlar ve dileklerinin yazılı olduğu kağıtları 'Dilek Makinesi'ne atsınlar. Kimbilir üç vakte kadar dilekleri gerçek olabilir! Şaka bir yana hakikaten de Dilek Makinesi Projesi zamana ve de mekana çok uygun bir iş olmuş.
Projeyi hayata geçirenlerin söylediği gibi iyi şeyler umutla başlar. Umutsuzsak hiçbir şey yapamayız. İngiltere AB'den çıkarken, Avrupa Birliği ülkeleri savaştan kaçarak kapılarına gelen milyonları almamak için uğraşırken ve yine milyonlar Türkiye üzerinden AB'ye gitmeye çabalarken Londra 'Ütopya'yı tartışacak. Türkiye'de umutları hızlı bir yoldan kainata gönderecek.
Somerset House'da Türkiye bölümüne gelen izleyiciler şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçmeye davet edilecek ve umutlarını, geleceklerini, ütopyalarını ve dileklerini yazdıkları kağıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan 'Dilek Makinesi'ne yerleştirerek bilinmeyene doğru bir yolculuğa çıkaracak. Dilek Ağacı'nın kökleri ta Neolitik çağlara kadar uzanıyor. Anadolu inanışında da yer bulan ve umutsuzluktan doğan bir umut olarak Dilek Ağacı her daim insanların hayatına girmeyi başarmış, tıpkı şu an okumakta olduğunuz proje gibi...
Dün sabah, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Genel Müdür Görgün Taner, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova, Dilek Makinesi Projesi'ni gerçekleştiren Autoban'ın kurucuları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar ile küratöryel danışmanlar Paul McMillen, Zehra Uçar ve Koray Malhan ile bir araya geldik ve projenin detaylarını dinledik.
Bu yıl ilk defa 7-27 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan Londra Tasarım Bienali'nin teması 'Utopia by Design/ Tasarımla Ütopya' olarak belirlenmiş ve davet edilen ülkelere bu temaya uygun projeyle bienale katılmaları istenmiş.
Bülent Eczacıbaşı, İstanbul'da yaptıkları Tasarım Bienali'nin, Türkiye'deki güncel sanatın yurtdışından aldığı övgülerin kendilerini bu bienale davet ettirdiğini ve bu nedenle de gurur duyduklarını söylüyor ve Londra'nın açtığı yeni kapının Türkiye'nin bu alanlardaki gelişimine katkı yapacağını söylüyor.
Zor bir konu Tasarımla Ütopya. Paul McMillen, tasarımın başkenti olan Londra'ya çok güzel bir sandalye ile yanı tasarımla gitmek istemediklerini ve tasarım fikriyle gitmek istemeleri üzerine bu güzel projenin geliştiğini anlatıyor.
McMillen, göç yollarına atıfta bulunuyor ve 'Aslında Avrupa'yı da dev bir dilek ağacı olarak görüyoruz" diyor, "Bu ağacın üzerinde küçük notlar bağlanmıyor belki, fakat kitlelerin savaştan kaçarak ütopik bir ülkeye doğru göç etmelerinde kendini gösteriyor. Bu, Ütopya'nın, imkânsıza ulaşma ümidiyle dileklerini bilinmeyene doğru gönderen bireyin ölçeğinde geliştiği ve tasarlandığı uç bir ütopik tavır olarak görülebilir."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA