Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

İngilizler güle oynaya tatil yapıyor!

Öyle görünüyor ki Kovid- 19 salgını ne Türkiye'de ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde gerçek anlamda kontrol altına alınabiliyor. Salgını kontrol altına aldığını düşündüğümüz birçok ülkede, yeni vaka artışlarıyla ilgili haberleri endişe ile takip ediyoruz.
Ne yazık ki Türkiye'de de durum böyle. Maske ve sosyal mesafe konusunda iyi bir sınav verdiğimiz söylenemez. Dahası pozitif olduğu ortaya çıkanların evde kendilerini karantinaya almalarını iyi niyetle beklerken, onlar da kendini dışarı atıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın her gün bıkmadan sosyal medya üzerinden yaptığı uyarıları kimsenin dikkate aldığı da yok. Böyle bir durumda turizmde neler oluyor? Mesela İngiliz turistlerin Türkiye'ye ziyaretinin önünün açılmasının ardından sahiden sahillerimize tatile geldiler mi? Panik havası var mı? Bu soruların cevabını geçen hafta sonu, yurtdışında pek çok ünlü müzede eseri bulunan sanatçımız Haluk Akakçe'nin son sergisini görmek ve kendisiyle sohbet etmek üzere gittiğim Club Marvy'de buldum.
Pandemi nedeniyle duayen turizmci Hasan Tonbul'un kurucusu olduğu Paloma Hotels Group ve Diana Turizm'e bağlı Antalya ve İzmir'deki 9 otelin bir-ikisi hariç hepsi kapalı. 4 bin 500'ü bulan çalışanlarının 600'ü hariç hepsi kısa çalışma ödeneği desteğinden faydalanarak bu zorlu süreci atlatmaya çalışıyor.
Club Marvy Genel Müdürü Tamer Dolanay'dan, içinde Roma'nın ilk ve tek Michelin yıldızlı kadın şefi Cristina Bowerman imzası taşıyan bir İtalyan restoranının da yer aldığı ve pandemiye rağmen 1 Temmuz'da 1.200 misafir yerine sıkı hijyen tedbirleriyle sadece 500 misafir kabul ederek sezonu açtıkları otelin misafirlerinin şu anda yarısına yakınının İngiliz ve Ukraynalı turistlerden oluştuğunu öğreniyorum. İngilizler salgına rağmen, belli ki Türkiye'nin aldığı tedbirlere güvenmişler ve tatil için rotayı ülkemize çevirmişler.
Doğrusu hepimiz için yeni bir tecrübe. Bu yıl şahsen hiçbir otelde kalabileceğimi dahi düşünmüyordum. Üstelik salgın kontrol altına da alınmış değil ama sosyal mesafe ve maske kuralına uyarak dışarı çıkmak ve hatta gerekiyorsa otelde kalmak hiç zor olmadı. Tedirginlik duygusu yaratmadı. Paloma Otel Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ece Tonbul'un bu süreci ekibiyle birlikte nasıl yürüttüğünü Genel Müdür Dolanay'dan dinliyorum. Mesela İngiliz misafirler arasından birinin virüse yakalanması durumunda otel ne yapacak? Dolonay bana almaları şart olan yeni hijyen sertifikasının içeriğini hatırlatıyor ve karantina odalarını gösteriyor. "Her türlü tedbirimizle hazırız. Dileriz ki böyle bir şey yaşamayalım ama Kovid-19 olan bir misafimiz için odalarımız hazır, onlara nasıl yemek servis edeceğimiz, personelin nasıl hareket edeceği de belli. Öyle bir taahhüt yaptık ki şayet birisi hastalansa, tedavisi bitene kadar biz ücretsiz misafir etmeye devam edeceğiz" diyor.
Salgının alışkanlıklarımızı değiştirmesine ve de bizleri israf konusunda daha bilinçli davranmaya itmesi nedeniyle hayırlı taraflarına da sevinmeden edemiyorum. Öyle ki artık açık büfe diye bir şey hemen hemen yok gibi. Böylece yiyemeyeceği kadar çok yemeği tabağına dolduran ve sonra da masada bırakıp kalkan otel misafiri de artık göremeyeceğiz. Her büfenin önüne setler çekilmiş ve maskeli, eldivenli görevliler tarafından tabağınıza istediğiniz kadar yiyecek konuluyor. Hal böyle olunca, tabaklar dolup taşamıyor! İsraf olan gıdalar da kurtuluyor. Güzel değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA