Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Amerika'nın umutla dansı

Bu hafta buralarda Kara Cuma haftası diye anılıyor. Kara Perşembe malum 1929'da Amerikan Borsası'nın çöktüğü gün. Şimdiyse Şükran Günü'nün ertesi günü bütün mağazalarda akıl almaz indirimlerin başladığı gün böyle anılıyor; çünkü o gün hep cumaya geliyor. İnsanlar malları kapışabilmek için geceden kuyruğa giriyor. Trende karşılaşıp sohbet ettiğim bitkin kadın bu işin başını çeken Macy's mağazasında çalıştığını, bütün izinlerin kaldırıldığını, günlerdir üç beş saat uyku uyuyarak herkesin işbaşında olduğunu söyledi. "Gene de memnunum" dedi. "Bu işsizlik ortamında iyi ki şu mübarek günler var" diye de ekledi...
Gerçekten de otelde odama girip çıkarken kapıların önüne atılan boş torba, kutu, paket kâğıdı yığınını görüp neredeyse ben de şükredeceğim. Bu işin şakası. Aslında metroları dolduran, televizyonlarda mağazalara saldıran, malları yağmalayan insanları görünce tam da bir tesadüf şu günlerde okuduğum felsefeci Zygmunt Baumann'ın kitabına biraz daha gömülüyorum.
Baumann'ın kitabı Tüketiciler Dünyasında Ahlakın Bir Şansı Var mı? (Does Ethics have a Chance in a World of Consumers?) başlığını taşıyor. Yeteri kadar da açıklayıcı. Ebedi karamsarlardan Baumann 20. yüzyılın nasıl kategorik bir cinayete kurban gittiğini söylediği geçen çağdan bugüne kalan mirasın ne olduğunu sorguluyor. Özgürlük, yönetim ve piyasalar arasındaki ilişkiyi çoğu düşünür gibi o da ele alıp sonunda da ilginç bir biçimde dünyayı Avrupa'ya karşı daha hoşgörülü, hüsnü kabul sahibi olmaya çağırıyor. Tabii, dünya dediği aslında Pax Americana'nın yani Amerikan hâkimiyetinin geçerli olduğu dünya.
Amerika'nın dünyanın geri kalan kısmından öncelikle tüketim kültürüyle ayrıldığını söylemek artık güneş doğudan doğar demek gibi bir şey. Oysa tüketim korkunç bir şey. İnsanların aklını başından alan bir davranış. Ekonominin sürekli olarak tüketimi kamçılayarak ayakta kaldığını bir kural olarak ortaya sürmekse artık makro ekonominin sınırlarını aşan bir anlama sahip ve bu işin nerede, nasıl duracağını herkes kendisine soruyor. Tüketim belki bir dönemde ABD'yi kurtarmıştı ama şimdi dünyanın sonuna o yoldan varılacağı düşünülüyor.
Nedeni basit. Tüketim Amerikan hâkimiyetine giden bir yol. Amerika dünyaya diğer şeylerden önce tüketim satıyor. Silahlanmadan rejim modellerine kadar her şey bu tüketim alışkanlığının içinde biçimlendiriliyor. Tüketim çünkü kapitalizm demek. Bölüşmekten önce bireysel yığın oluşturma kültürü ise kapitalizmin özü. O zaman özgürlük denen şey de gelip kapitalizmle, serbest piyasayla bütünleşiyor ki, bu sadece bir illüzyon.
Öyle olmasına öyle ama o illüzyonla dünya son otuz yıldır iç içe yaşıyor, hem de başka bir görüş öne sürmeyi neredeyse tepeden tırnağa yasaklayarak. İnsanlar mal biriktirmenin şatafatına kapılıp hırsına boyun eğdikçe kapitalizm-(neo) liberalizm sarmalı dünyayı demirden bir kasnak gibi sarıp sıkıştırıyor. ABD'de önce Reagan, sonra baba Bush, ardından oğul Bush dönemi bu anlayışı savaşlarla dünyaya 'yedirmeye' çalıştı. Şimdi bakalım nispeten barışçı Obama'nın gücü neye yetecek?
Krizin sistem tarafından üretildiğini söyleyenler işte bu noktada devreye girip, bu hal yani kriz devam ettikçe, kapitalizm-tüketim ikilisinden kopmak dolayısıyla da hâkim modelin dışına çıkıp, savaş ötesi bir dünya oluşturmak olanağı yok diyorlar. Çünkü kim bir eleştiri getirse onu krizi körüklemekle suçluyorlar neo-liberaller, neoconlar. Böylece kapitalizm yerleştikçe yerleşiyor. Refah için kapitalizm kriz için gene kapitalizm. Bu değerlendirme bana göre müthiş bir analiz. Sorun, bu sarmalın ve baskının nasıl kırılacağı...
Öte yandan, barda yanıma oturan kadın elindeki çantaları öfkeyle yere bırakıp ihtiyacım yok sadece çok ucuz oldukları için aldım kendimden nefret ediyorum dedikçe Baumann'ın sorusunun cevabı da belli!
Daha fazla kapitalizm sadece umudun bittiği yer olabilir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA