Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Eski İsrail yeni Türkiye

İsrail'in yaptığı saçmalıktan sonra özür dilemesi o noktada kalan bir şey değil. Böylece Türkiye uzun bir süredir devam ettiği Ortadoğu'nun sahibi olma politikasında çok önemli bir adım attı. Dik durarak, bir Bakanın saçmalığı karşısında bir ülkenin Türkiye'den özür dilemesine yol açarken Ortadoğu'daki Arap âleminin de bir kere daha gönlünü kazandı. Bölgenin en önemli devleti sıfatını elde etti. İsrail üstünden büyük bir boşluk doldurdu.
Türkiye bu noktaya bir gecede gelmedi. Çok uzun bir süredir devam eden bir politika bu. Açıkçası Türkiye Ortadoğu'nun hâkimi, sahibi olmasa bile (buna herhalde imkân yok) bölgenin en önemli oyun kurucu ülkesi olmak arzusundan hiçbir zaman vazgeçmedi. Başbakan'ın daha geçenlerde Suriye'de yaptığı açıklamalar dikkatle okunursa Türkiye'nin II. Abdülhamid döneminde yarım bıraktığı Bağda-Basra-Hicaz politikasına geri döndüğü söylenebilir. Nitekim Mesele dergisinin Ocak 2010 sayısında Osman Akınhay bu konuyu uzun, kapsamlı ve eleştirel bir yazıyla ele almış. Öne sürdüğü görüşler son derecede önemli ve Türkiye'nin içinde bulunduğu politikanın belkemiğini sorgulaması bakımından da çok düşündürücü.
Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye, içerideki büyük sorununu, yani Kürt ve PKK sorununu şimdi Ortadoğu'da başa güreşen bir ülke olarak aşmak istiyor. Amerika'nın bölgede felce uğraması, kalıcı, ileriye dönük, köklü bir siyaseti sürdüremeyeceğini anlaması üstüne Türkiye'yle 'model ortaklık' gibi kavramlar eşliğinde yeni bir işbirliğine gitmesi her iki sorunun hallinde de önemli bir alan açtı Türkiye'ye. En azından iktidar bakımından bu böyle.
Fakat sadece bu değil. Türkiye bu yeni pozisyonuyla uluslararası ilişkilerde de daha öncesine nazaran çok farklı bir noktaya oturdu.
Birincisi, Türkiye ilk defa Ortadoğu'daki hamlesini ABD ile birlikte, işbirliği veya uzlaşma çerçevesinde atıyor. Bu, daha önceki dönemlerden farklı bir pozisyon. Daha önceleri Türkiye bölgeye ABD'den uzaklaşmak için gider ve gene bölgeyi bir alternatif olarak görürdü. Oysa bugün sürdürülen ilişki Türkiye'nin bölgedeki gücünü artıran bir faktör.
İkincisi bu açılım ister istemez enerji politikaları bakımından Türkiye'ye ek olanaklar sağlayacak, bu da bu konuda çok bağımlı olduğu Rusya'yla ilişkilerini yeniden düzenlemesini, orada ferahlamasını sağlayacaktır. Öyle görünüyor ki, bunlar birbirinden kopuk, birbirine zıt, birbirini dışlayan olgular da değil. Üçüncüsü, böyle bir politik genişleme ordunun desteği sağlanmaksızın olmaz. Tarihsel olarak bölgeyle ilişkisinde kendisine özgü stratejik arayışlar içinde olan ordu belli ki bu dönemde yeni gelişmeleri iktidarla ortak olarak izlemektedir ve bu iç politikada önemli sonuçlar doğurmaktadır.
Şimdi gelelim bütün bu oluşumlar içinde İsrail'in durumuna.
Bir dostum bu konuda çok önemli şeyler söylüyordu geçenlerde. İsrail'in durumu ona göre Türkiye'nin 1990'lardaki durumunu andırıyor. Müthiş bir içe kapanma, savunmacı refleksler, ulusal/devletçi/kurucu politika ve kimliğe dönük endişeler, korkular. Onların neticesinde gene çok ulusalcı bir tepkinin öne çıkması.
Gene dostumun yaptığı tahlile göre, İsrail Türkiye'yi eğer tarihi itibariyle suçluyorsa bu onun tarih öncesine tekabül eder. O kadar anlamlı değil. İsrail Türkiye'yi 1980'ler ve 90'lardaki uygulamaları itibariyle suçluyorsa, bugünkü iktidar o politikalara karşı olduğu için şimdi oturduğu koltuğu elde edebildi. Dolayısıyla İsrail kendisini farklı bir düzene götürecek olan en önemli müttefiki AK Parti'yle çok yanlış ve ters bir ilişki sürdürüyor.
Eh, iki yanlış bir doğru etmiyor, iki yanlış birbirini yok da etmiyor. O yüzden İsrail'in yanlışları Türkiye'ye yarıyor. Doğru mu, eğri mi, sürdürülür mü sürdürülmez mi, bunlar ayrı sorular ama Türkiye, Ortadoğu'da elini kuvvetlendiriyor. Bu da şimdilik ona yetiyor. Dış politika da başka nedir ki?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA