Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

16 Nisan, Trump Brexit öncesine...

Evet, Osmanlılar İbn Haldun'u okudular. Haldun, 'devletler doğar ve ölür' diyordu. Bu 'çöküş sosyolojisi'nden etkilendiler. Ürktüler. Ölüm onlar için zaten tek hakikatti. Herkes ölecekti. Demek devlet de çökebilecekti.
O zamanlar öyle 'devlet ebed müebbed' gibi laflar yoktu. Onu sonradan Kemal Tahir gibi yazarların muhayyilesi icat etti. MHP gibi partilerin kadroları 'mistik' hale getirdi. Fakat Osmanlıların devleti kendilerinden yukarıda görüp, kendilerinden üstün tuttukları muhakkaktır. Bu Sadık Rifat Paşa'ya kadar devam etti.
Bu gerçeği öğrendikten sonra Osmanlılar 'nasıl kurtuluruz' sorusunu sordu. Böylece ilk kez 'modern' bir mantıkla devlet hakkında düşündüler. Ulema imal-i fikr etti. Haldun'un 'materyalist' ve 'dinamik/ çevrimsel' tarih anlayışını kavramadıklarından bir tek cevapla geldiler: 'asr-ı saadete' dönerek.
Yani, geleceğe dönük değil geçmişe dönük bir mantık benimsediler. Bu ilerlemeci değil korumacı bir anlayıştı. Ama Ortaçağın muhakemesine uygundu, her ne kadar 16-17. yüzyılda öne sürülse de.

***
'Devrimci' dönem, yani Kemalist yıllar ve mantık geriye dönüşlü (retrospektif) anlayışı prospektif yani geleceğe dönük anlayışla değiştirdi. 'Muasır medeniyet'e erişirsek kurtuluruz fikri ilerlemenin yarınla ilgili olduğunu vurgulamaktı.
Ne var ki, toplumların kültürel genetikleri, DNA'ları var. Türkiye bu mantığı taşıyamadı. Bizzat 'Kemalist ilericiler' güçlü olmanın yolunu ne bugünde buldular ne yarında aradılar. Herhalde görseydi Atatürk'ün çıldıracağı bir şekilde kendi 'asr-ı saadetlerini' kurup, 1930'lu yılları özleyip ancak o sistemi ve koşulları yeniden yerleştirirsek 'ilerleyeceğimize' inandılar. Daha doğrusu iman ettiler. Nutuk'u bir 'kurtarıcı' kutsal kitap olarak benimsediler. Bunların tamamı Hıristiyan metafiziğinden, farkında olarak olmayarak alınmış, kutsallık kavram ve muhakemeleridir.
***
Bu mantık şimdi dünyaya da hâkim oluyor. Bugün Avrupa'da ve Amerika'da ortaya çıkan yeni politik sürecin nedenlerini yeterince hatta hiç bilmiyoruz. Kimse bilmiyor. Ne oldu da dünya şimdi herkesin 'popülizm' dediği bu yeni yapıyla bütünleşti.
Elbette açıklamalar var. Fakat bunların hiçbirisi yaşanan hadisenin cesameti ve vahametiyle mütenasip yorumlar değil. Olsa da işe yaramıyor. Su akıp yolunu buluyor.
Neden durdurulamıyor bu gidiş derseniz, işte onun nedenini biliyorum. Tıpkı Osmanlılar gibi bugünkü dünya da bugünkü durumu yaratan şartları bir yana bırakıp, geçmişte arıyor 'kurtuluşu.' Eğer bugünkü durumun öncesine o döneme, zamana, günlere dönersek her şey yeniden güllük gülistanlık olacak sanılıyor.
Yanlış demeye bile gerek duymayan bir anlayış bu. Dün, daima dündedir. Walter Benjamin'in o çok hazin, kırık dökük Tarih Üstüne Tezler'inde söylediği gibi, dün daima gizemli ve yalvaçsıdır. Ama kurtuluş içermez. Ne düne dönebiliriz ne de dönsek bile her şey aynı olur. Herakleitos'u yeniden mi anımsayacağız yani? Bugünün şartlarını hazırlayan bir dizi neden var. Yarın da bu şartların içinden çıkacak. Tarihi maddeci ve dinamik şekilde değerlendirmek budur. Aksi takdirde anakronik bir tarih anlayışı ve bilinçle olduğumuz yere saplanıp kalırız.
***
Türkiye'de de sorun bu. Daha önce de yazdım. Elbette bugünden memnun olmayanlar bulunacaktır. Tarihi bu çelişkiler yaratır. Bu 'müsademe-i efkâr'dan doğacak hakikat. Ama Kemalist/ Cumhuriyetçi kadrolar bu gerçeği bilmiyor. Geçmişçi anlayışla düne bakıyor. Nostaljik, melankolik bir perspektifi odaklarına yerleştiriyor. Eğer öyle değilse, şimdi mesela CHP kalksın, bir deklarasyonda bulunsun ve 'bana iktidar fırsatı verin Türkiye'yi 15 Nisan şartlarına/ sistemine döndüreceğim' desin. Bakalım bu çağrı toplumda nasıl bir yankı bulacak.
Ne Trump öncesi, ne Brexit öncesi, ne 16 Nisan öncesi bir daha yaşanabilir ne de aynı nehirde iki kez yıkanılabilir.
Diyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA