Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Haydar Baba’ya selam

Şehriyar sadece Farsça’da değil, Türkçe’de de eşsiz bir şair. Heyderbaba’ya Selam 20. yüzyıl Türk şiirinin anıtlarından biri. Pek çok şair onun artık bir atasözü haline gelmiş olan mısra ya da beyitlerini yazabilmiş İBRAHİM olmak için neler vermez

Bu ses... Ne zaman duysam zihnimde yankılanmaya başlıyor. Adeta bir iptila halini alıyor, kopamıyorum.
Heyderbaba yıldırımlar çakanda
Seller sular şakıldayıp akanda
Kızlar ona saf bağlayıp bakanda
Selam olsun şevketi(ni) ze, ili(ni)ze
Benim de bir adım gelsin dili(ni)ze.
76 kıtalık bu şiiri açıp açıp tekrar dinliyorum. Şairin kendi sesinden... Bıkmadan, yorulmadan...
Şehriyar büyük şair... 20. yüzyılın ikinci yarısının en büyük şairlerinden biri. Kendisi için boşuna çağımızın Hafız'ı, bütün Şark'ın iftiharı denmemiş.
Sadece Farsça'da değil, Türkçe'de de büyük.
Fazıl Hüsnü Dağlarca, onun Heyderbaba'ya Selam şiiri için "Lirizmin, lirik şiirin ne olduğunu hiç bilmeyen, lirik kelimesini hiç duymamış olan birine onu anlatmak için bu şiiri okutmak kafidir" demiş.
Heyderbaba'ya Selam 70'den fazla dile çevrilmiş, kendisine 300'den fazla nazire yazılmış, geleneği yaşatırken çığır açmış bir şiir.
Cenani Dökmeci'nin Elazığ ve Harput yöresini anlatan Bizim Dilden Bizim Köy adlı 79 dörtlüğü, Hayrettin Tokdemir'in Şavşat yakınlarındaki Kocabey köyüne ithaf edilen Kocabey isimli 108 beşliği, Zeynelabidin Makas'ın Iğdır'da geçen çocukluğunu anlattığı 47 beşlikli Hoş Hatıralar'ı, Fahri Unan'ın 72 beşlikli Çiçekliye Selam'ı bu nazirelerden bazıları.
Verdi Cankılıç, Ali Akbaş, Hüseyin Hatemi, Servet Gürcanhan, Tuncer Gülensoy, Nihat Yücel, Mustafa Kayabek, Esat Kabaklı ve başkaları. Hepsi Şehriyar'ın sesine yankı verenler arasında.
Şehriyar İran Türklerinden... Farsça şiirler yazıyor. Annesinin "Senin için büyük şair diyorlar ama ben yazdıklarından bir şey anlamıyorum" demesi üzerine çocukluğuna, çocukluk anılarına, çocukluğunun geçtiği kasabaya gidiyor, o kasabayı çevreleyen yüce bir dağa seslenerek, bu defa Türkçe söylüyor şiirini. 'Türkî dedim okusunlar özleri.'
Ama ne şiir... Hislenmeden, içlenmeden okuyan, dinleyen insan değildir.
Öyle bir şiir ki pek çok şair onun artık neredeyse bir ata sözüne dönüşmüş olan 'Zilhiccemiz Muharrem olmaktadır', 'Dünya bana harabe-i Şam oldu', 'Bilsinler ki adam gider ad kalır' gibi mısralarından ya da 'Bilmez idim döngeler var dönüm var/ Yitginlik var, ayrılık var, ölüm var' gibi dizelerinden yalnızca birini yazabilmek için neler vermez.
Ya da babasının ardından yazdığı şöyle bir üçlüğü:
Benim atam sofralı bir kişiydi
El elinden tutmak onun işiydi
Güzellerin ahire kalmışıydı.
Tam 92 Türkçe şiiri var Şehriyar'ın. Sade gibi görünen bu şiirler üç binden fazla kelimeyle yazılmış. Bırakalım şairleri, pek çok romancımızın üzerinde bir kelime zenginliği.
Keşke kıymetini bilsek. Keşke Türkiyeli şairler gibi okullarımızda okutup belletsek. Keşke bütün şiirleri toplansa, üzerinde konuşulsa.
Keşke Ötüken Yayınevi, Dr. Yusuf Gedikli'nin en son 1997 yılında basılan ve artık raflarda bulunmayan Şehriyar ve Bütün Türkçe Şiirleri kitabını gözden geçirip yeniden yayımlasa.

***

Yapmamayı tercih ederim
"Bir kahve yap da içelim" diyorum arkadaşıma. "Yapmamayı tercih ederim" diyor. Bozuluyorum ama ses çıkarmıyorum.
Az sonra "Şu kalemi uzatır mısın" diyorum. Yine aynı şekilde yanıtlıyor: "Yapmamayı tercih ederim." Bir anlık şaşkınlığımın ardından kahkahalarla gülmeye başlıyoruz. Çünkü arkadaşımın hangi kitaba atıf yaptığını anlıyorum.
Katip Bartleby bizde Moby Dick romanı ile meşhur olan Herman Melville'in bir başka eserinin adı. Bartleby, hikayenin anlatıcısı olan avukatın Wall Street'teki ofisinde işe giren ve görevi metinleri kopyalamak olan bir katibin adı.
Çok geçmeden ilginç bir özelliği keşfedilir. Metin kopyalamak dışında kendisine verilen bütün işleri "Yapmamayı tercih ederim" diyerek reddetmektedir.
Üstüne üstlük teklifsiz bir şekilde avukatın ofisine yerleşir ve orada yaşamaya başlar. Kendisinden kurtulmak için taşınmak zorunda kalırlar.
Boyutları itibariyle Katip Bartelby ancak bir uzun hikaye sayılabilir. Fakat özgün bir karakter ortaya çıkarmak bakımından ders olarak okutulsa yeridir. Hepimizin çevresinde Katip Bartleby'ler yok değildir. Hatta bunlara en çok edebiyat çevrelerinde rastlanır.
Ne demek istediğimi tam olarak anlamak isterseniz Enrique Villa-Matas'ın Bartelby ve Şürekası adlı eserine bir göz atın. Yazmayı reddetmiş, yazmamayı tercih etmiş sanatçıların toplandığı bir ansiklopedi sayılır bu kitap.

***

Bu beyefendiler tanıdık
Valery, Henri, Brecht, Juarroz, Calvino ve Walser'i iyi kötü biliyorsanız bu kitabı okumaktan büyük keyif alırsınız. Portekizli yazar Gonçalo M. Tavares'in kaleminden, İpek Gürsoy Kutluyüksel çevirisiyle: Beyefendiler.
"Bay Valery kısaydı ama çok yukarı zıplayabiliyordu. Şöyle açıklıyordu: Ben de aslında uzun boylu insanlarla aynı boydayım, sadece daha kısa bir süre için" cümleleriyle açılıyor kitabın Bay Valery (ve mantık) başlıklı ilk bölümü.
Çizimlerle desteklenmiş, birer-ikişer sayfalık kısa anlatımların toplanmasından oluşan diğer bölümlerin adları Bay Henri (ve ansiklopedi), Bay Brecht (ve başarı), Bay Juarroz (ve düşünce), Bay Calvino (ve gezinti), Bay Walser (ve orman).
Bu kısa ama bir o kadar da derin ve muzip anlatılar adeta birer hazine değerinde. Bütün cümlelerin bir bağlamı ve anlamı var. Düşündürüyor, gülümsetiyor. Kullanmaya pek yatkın olmadığımız bir perspektiften bakmayı öğretiyor.
Baştan sona okumayacaksanız bile arada sırada bir pasaja göz atıp neşelenmenizi tavsiye ederim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA