Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Olmaz olmaz deme olmaz olmaz

Clinton döneminde düşman Taliban'dı.
W.Bush, El-Kaide'yi seçti.
"Çikolata renkli" Başkan Obama ise DAEŞ'i, IŞİD'i...
Bu günlerde ABD'deki sosyal medya geyiği şu "Yeni başkan ve yeni düşman kim olacak?"
Evet, soru bu, ABD'nin dolayısıyla tüm dünyanın yeni süper düşmanı kim olacak?
Pentagon Film endüstrisinin son işlerine bakılırsa vasatlaştığı ortada. Son üç ABD başkanına da kötü adam olarak Müslüman kostümlüleri seçtiler. Zeka, kurgu hiçbir şey yoktu, azıcık komplo ve bolca aksiyon.
Kayda değer tek bir Hollywood kahramanı çıkartamadılar bu dönemden.
Oysa eskiden öyle miydi ya?
Bir düşünün, Rusya'nın tehdit olduğu soğuk savaş dönemlerindeki casus hikayelerini...
Bondları ve kızlarını, Rambo'yu o dönemlere borçluyuz.
Ya da "Uzaylıların" dünyayı istila etmesini ve NASA'nın bizi nasıl kurtaracağını beklediğimiz o heyecanlı yılları. Bize işaret parmağımızdan daha yakın değil miydi ET?
Hele hele o Yıldız Savaşları yok mu?
Bence Hillary Clinton seçilirse yeni aynı hikayeye devam edeceğiz, IŞİD mışit işte. Zira Bayan Clinton hakikaten sağlamcı. Kendisini milyonların önünde aldatan kocasını "değiştirmeyi" göze alamayacak kadar sağlam bir garantici hem de.
Ama Trump bir seçilirse... Siz o zaman görün prodüksiyonu!
Öncelikle bir televizyoncu olduğu için "reyting" nedir biliyor. Şaşaaya, gösterişe bayılıyor. Masraftan kaçınmaz, çünkü zengin olmanın yolunun masrafları kısmaktan değil geliri artırmaktan geçtiğini çok iyi biliyor.
Sizce Trump'ın seçilmesi halinde nasıl bir şey olur yeni umacımız?
Benim aklımda bir iki süper düşman senaryosu var.
Örneğin, üyelerinin beyinlerini yıkayarak onları birer robota çeviren tarikat hızla örgütlenmektedir. Anbean kılık, fikir, inanç değiştirebilmektedir. Her ülkede her yerdedirler, onları tanırız ama aslında kim olduklarını bilmeyiz. Kimliklerini açık etmeden sabotajlar, hilelerle hedeflerine yürümektedirler. Ve önce ABD'yi sonra da tüm dünyayı ele geçireceklerdir.
Nasıl?
Merakla bekliyoruz.

***

Brüksel'de kar yağsa İstanbul'da üşünür mü?
İngilizlerin sürpriz şekilde AB'den ayrılma kararı alması üzerine "İnanmıyorummmm" nidalı tweetler atıp feleğe kahreden münevverlerimize bakılırsa üşünürmüş.
Tamam, bomba gelişme elbette, hepimiz olası sonuçları üzerine kafa patlatıyoruz falan da melankolikleşmek nereden çıktı?
Her şeyle, herkesle ne kadar şahsi ilişki kuruyorsunuz böyle.
Avrupa Birliği dediğin neticede eski şaşaasını kaybetmiş bir "üst kulüp."
İşi gücü şekil yapmak, nutuk atmak. Bugüne değin, Avrupa'yı var eden değerlerden hangi birisine bir katkısı olmuş meçhül.
Gümrük Birliği'yle falan karıştırmayalım, ekonomik katkısı ise iyice tartışmalı. Üye ülkelerden yüklüce (İngiltere 19 milyar sterlin veriyormuş her sene) aidat alıp karşılığında bürokrasi veren hantal bir yapı.
Üstüne üstlük, kıla tüye getirdiği sınırlamalar da cabası.
Eskiden, 90'larda falan bizim gibi ülkelere "demokrasi" falan diyorlardı. Şimdi bütün foyoları ortaya çıktı, demorkasiyi bir tek terörist hakları söz konusu olunca hatırladıklarını anladık.
Dolayısıyla telaş yapmayın kahramanlar. Anamızdan AB ile mi doğduk. Bakarız yolumuza.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA