Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Biz bekleriz de İmamoğlu bekler mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara Çubuk'taki şehit cenazesinde uğradığı yumruklu saldırının ardından gergin ve sinirli olması anlaşılır.
Az şey yaşamadı... Acılı ve öfkeli bir kalabalığın arasında kaldı, tartaklandı, yumruk yedi.
Ancak cenaze sonrası Kılıçdaroğlu'ndan gelen ve çok tepki çeken kimi açıklamaları yalnızca bu duygusal çerçeveyle izah edebilir miyiz?
Örneğin daha önce Artvin'de konvoyuna ateş açan PKK'lıları hatırlatarak, cenazede kendisine tepki gösterenler için bunlar da onlar gibi "terörist" demesinin daha derin gerekçeleri olmalı değil mi?
Zira "terörist" dedikleri, tıpkı Artvin'deki PKK saldırısında kendisini korumaya çalışırken şehit olan polis memuru gibi, hepimize yönelik bir saldırıyı önlerken hayatını kaybeden bir askerin yakınları...
Bu kişilerin galeyana gelmeleri, tepkilerini şiddetle ifade etmeleri eleştirilebilir. Ancak ana muhalefet lideri tarafından PKK'lılarla eş değer tutulmaları, terörist ilan edilmeleri olacak iş değil. Bu arada Kılıçdaroğlu'na yumruk attıktan sonra yakalanan ve elleri kelepçeli şekilde teşhir edilen kişinin de şehidin dayısı çıktığını hatırlatalım.

***
Kemal Bey'in sertleşmesinde parti içerisinden şahinlerin, Sezgin Tanrıkulu gibi HDP muhiplerinin, il örgütünün medyadaki ve sanal ortamdaki trollerinin eli yükseltmiş olmaları etkili olmuşa benziyor.
Zira günlerdir ortamı terörize ediyorlar, sağa sola tehditler savuruyorlar. İstediklerini yazıp çizmeyeni nefret söylemleriyle linç ediyorlar.
Cumartesi günü Çukurca'dan acı haber geldiğinde şehitlerin yakınlarının resimlerini sosyal medyada "yoksul ve güzel insanlar" diyerek paylaşıyorlardı. Bizlerin yerine ölen bu kişilerin yakınlarının hakkını ne yapsak ödeyemeyeceğimizi tekrar tekrar hatırlatıyorlardı...
Ne var ki pazar günü Kılıçdaroğlu'nun saldırıya uğradığı cenazenin ardından sert bir u dönüşü yaptılar. Bir gün önce ajitasyon seviyesinde övdükleri bu insanları bir anda "tipsiz, çirkin, vahşi, kaba saba saldırgan bir güruh" olarak yaftaladılar.
***
Sol cenahta "şehit" kavramının pek hoş çağrışımları olmadığını da biliyorum. Daha gençken benim içinde bulunduğum bu çevrelerde şehitlik, çatışmayı ve savaşı sürekli kılmak için kullanılan bir kavramsallaştırma olarak kabul edilirdi.
Kendi adıma konuşayım. Kimse eline silah almazsa, insanlar ölmenin ve öldürmenin yanı sıra şehitlik gibi makamları yüceltmezse savaşların ve ölümlerin son bulacağına yönelik bir iyimserliğe sahiptim. "Devrim şehitleri" gibi sıfatları da kabul etmiyordum.
Elbette yaşadığımız dünya hele hele bulunduğumuz bölge için bir gerçekliği olmayan bu düşünceleri yaş aldıkça terk ettim.
Kılıçdaroğlu'nun eleştirdiğim çıkışında muhtemelen çerçevesini çizdiğim ve özeleştirisini yaptığım atmosferin de etkisi vardır. Zira hâlâ bu çocukça bakış açısı solda geçer akçe ve Kılıçdaroğlu bu seviyede argümanları ağzından düşürmüyor.
Gelin görün ki Kemal Bey benim babam yaşımda. Şu yaşımda benim bile geride bıraktığım romantik söylemlerin etkisinden kurtulup daha rasyonel bir siyasi aktör gibi davranmasını beklemek de hakkımız olsa gerek.
Daha çok mu bekleriz, bilemiyorum... Ama pazar günü Maltepe'de onca kalabalığı topladığı halde mazbata şovu elinden alınan Ekrem İmamoğlu'nun çok beklemeyeceğine emin olabilirsiniz.
Çünkü çok beklemiş bir hali var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA