Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Ne istediğini bilen bir belediye başkanı!

Ekrem İmamoğlu seçimleri kazanmasını sağlayan popülist dalganın üzerinde kulaç atmaya devam ediyor.
Seçmenleri, mazbatasını bir an önce alıp İstanbul'a dair vaatlerini yerine getirsin diye sabırsızlanırken o seyahatlerinden fırsat buldukça iş başı yapıyor. Sık sık şehir dışına kaçması eleştiri konusu olunca da "Kimilerine yakışmaz ama tatil bana çok yakışıyor" diye "espri" yapıyor.
Kayyım atanan belediyelere yaptığı ziyaret HDP tabanından alkış alsa da CHP'nin ulusalcı kesimlerinden gelen tepkileri "Düğüne giderken uğrayıverdim" diye savuşturuyor...
İstanbullular kendisinden indirim beklerken, Başkan ulaşıma, okul servislerine, İspark'lara vs. yaptığı zamları "Finansal düzenleme" diye izah ediyor. Danışmanı da boş durur mu tabii...
"Zam yapmamak bizim değil CHP'nin vaadiydi" diyerek seçmene "kelime oyunu" yapıyor.

***
Siyaset sahnesine henüz çıkmış ve doyurucu bir başarı yakalamış siyasetçinin doldur boşaltları, güldürmeyen esprileri, acemiliğin, sempatik olma çabasının bir sonucu olarak değerlendirilip mazur görülebilir.
Ancak İmamoğlu "şakanın" nazire yapmanın dozunu ayarlayamadığı için olsa gerek hiçbir şeyi ciddiye almadığı imajı çiziyor...
Solun oylarına oynayan bir belediye başkanı olarak, iş başına gelir gelmez işten attığı emekçilerle ilgili söyledikleri sanırım sözünü ettiğimiz 'hafife alma" halinin en somut göstergesi:
" (Cumhurbaşkanı) Çıkarılanları alsın bir kuruma ben de mutlu olurum.
Ülke işsizlikte en acı günlerini yaşıyor. Bunun en acı faturası da İstanbul'da yaşanıyor!"
***
İmamoğlu, kendisini belediye başkanlığına taşıyan "değişim" talebini ayakları yere basan bir programla yönetmek yerine, iktidara hasret kitlenin açtığı krediyi harcamaya devam edecek gibi görünüyor.
Kimileri İmamoğlu'nun hedefine kilitlendiğine ve kısa vadede seçmenden alkış alan bu popülist tercihinin ana muhalefet liderliği hedefine ulaşmasında işine yarayacağını düşünüyor.
Bense şahit olduklarımızı düşündükçe, ne yazık ki sonucun değerli ustamız Mehmet Barlas'tan dinlediğim şu fıkradakinden farklı olacağını pek sanmıyorum:
Bir yemek davetinde Temel'e hayatında ilk kez gördüğü taze incir ikram etmişler.
Bir yıl sonra Temel'i aynı eve yine yemeğe davet ettiklerinde Temel "Bana geçen yıl ikram ettiğiniz o meyveden yine verir misiniz" demiş.
Davet sahibi o meyvenin adını sorunca Temel "Adını bilmiyorum ama dışı mor kahverengiydi, içi de beyazdı ve minik çekirdekleri vardı" diye tarif etmiş taze inciri...
Davet sahibi mutfağa gidip elinde patlıcanla geri dönmüş. Temel patlıcanı ısırdıktan sonra yüzünü buruşturmuş ve ev sahibini "Siz bunu hem uzatmışsınız, hem de tadını kaçırmışsınız" diyerek azarlamış.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA