Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Tavuk yumurtasından kaz çıkar mı?

Çocukları PKK tarafından dağa götürülen ailelerin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlattığı oturma eylemi toplumun büyük kesiminde karşılık buluyor.
"Ama sanatçılardan, meşhurlardan ses yok" diye bana karşı çıkabilirsiniz.
Haklısınız, son dönemdeki orman yangınlarını PKK üstelenince, bir anda çevre duyarlılığını kaybeden Cem Yılmaz, Tarkan, Recep İvedik gibi sanatçılarımız insan hayatını öncüleyen bu kampanyayı görmezden geliyor.
Ne var ki, Gezi'de "gezici", 15 Temmuz sonrası Yenikapı'da da "evlad-ı fatihan" pozları kesen kişiliksiz popülistlerden söz etmiyorum. Bugünkü suskunlukları da, büyükşehir belediyesi sanatçısı olmak için adrese teslim cv'lerden fazlası değil.
Kaldı ki, Haluk Levent gibi herkes tarafından sempatiyle bakılan isimlere bile, ailelerin sivil, demokratik insani taleplerini destekleyen twitlerini sildiren mahalle baskısını da göz ardı edemeyiz.
Kısacası, sanatıyla görmediği ilgiyi ilkokul beşinci sınıf düzeyindeki politik "anelizleriyle" yakalayan Athena Gökhan gibi düşük profilli birkaç tipin yine ortaya atılmalarını saymaksak... Özgül ağırlığı olan sanatçıların suskun kalmaları, ailelerin eylemini eleştirmemeleri bile sözünü ettiğim geniş konsensüsün göstergesi.
CHP çevresinin durumu da çok farklı değil, ancak daha acıklı olduğu kesin.
Çünkü Kürtlerin kolektif hafızasında derin travmalarla özdeşleşen CHP, son seçimlerde bu kesimden gelen oyların cazibesiyle sarhoş olmuş durumda.
PKK'ya silah bıraktırmayı hedefleyen Çözüm Süreci'nde Kürt vatandaşların gasp edilmiş eşit yurttaşlık haklarının iadesine bile karşı çıkan sanki kendileri değilmiş gibi, bugün başımıza adeta HDP eş başkanı kesildiler.
O günlerde, etnik terörle mücadele eden her meşru devlet gibi, askeri çözümü talileştiren alternatiflere yönelen siyasal iktidara "bölücü" diyenler, şimdi PKK'nın elinden çocukların alınması için yapılan sivil eylemleri bile siyasete baskı diye yorumluyorlar.
Tek bir (rakamla 1) HDP'li siyasetçi, milletvekili bile PKK'nın şehirdeki iradesi olduğunu inkâr etmediği hatta övünerek söylediği halde, CHP'li vekiller, yandaş gazetecileri ve akademisyenleri PKK-HDP ilişkisini ısrarla reddediyorlar.

***
CHP çevresi, İstanbul'da Kürt oylarının almayı başararak güven kazanan ve "Demirtaş çizgisine yakınım" diyerek bu desteği kalıcılaştımaya çalışan Ekrem İmamoğlu'nun perspektifine daha ne kadar sahip çıkar bilemiyorum.
Ancak, toplumumuzun politik düzeyi en yüksek kesimi olan Kürt vatandaşların çok fazla direneceklerini, bu hesabı yiyeceklerini sanmıyorum.
Çünkü Çözüm Süreci'nde PKK'nın silah bırakmasına "ulusalcılık," "milliyetçilik" argümanlarıyla karşı çıkanların, bugün HDP'nin PKK'dan kopartılmasına "solculuk" adına muhalefet edenlerle aynı olduğunu kendileri de çok iyi biliyorlar.
Belki son yıllarda yoğunlaşan terör eylemleri, darbe girişimi gibi nedenlerle meşru müdafaa refleksine giren devleti ve siyasal iktidarı eskisi gibi yanlarında hissetmiyorlar.
Ama hiç birinin tavuk yumurtasından kaz çıkmasını beklediğini falan sanmıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA