Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

DTP'deki sancı

Demokratik açılım sahnesi, AK Parti ile CHP arasındaki diyalog arayışıyla yeniden hareketlendi. Gözler, Başbakan Tayyip Erdoğan'la CHP lideri Deniz Baykal arasındaki mektup diplomasisine çevrilmiş olmasına karşın, ıskalanmaması gereken bir diğer merkez de DTP.
DTP'nin 4 Ekim Kurultayı, demokratik açılımda zamanlamanın önemini, silahla siyaseti harmanlama geleneğinden gelen malum çevrelerin yeni döneme hazırlıksız yakalandığını da gösterdi.
Sembolik renkler, illegal poster şovu ve tekrar eden Kürtçe parça dışında DTP Kurultayı'na, bir gün önceki AK Parti kongresinden yansıyan mesajlar damgasını vurdu. Parti sözcüleri, daha toplantının ilk anlarından itibaren ağızlarını açıp, gözlerini yumarak (onların ifadesi ile) AKP'nin icraatlarına değindi.
Eleştiri görüntüsü altında, "O yapılamadı, bu olmadı" denildi. Bu vesile ile sanki, kimlik siyasetini tasfiye aşamasına getiren bir dönemin başladığı da itiraf edildi.

***

Kürt sorununun çözümüyle, terörü asgari düzeye indirmeyi öngören olası kararlar, siyasi partiler açısından doğrudan sandığa yansıyacak. 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri baz alındığında AK Parti'nin Doğu ve Güneydoğu'da oy oranı yüzde 50'nin üstünde. 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri'nde ise oy oranı yüzde 40 civarında. PKK terörünün gölgesinde filizlenen, Kürt kimliğini yaşatma ve devletle pazarlığa dönüştürme çabasındaki siyasi oluşumun oy oranı ise yüzde 25. AK Parti'nin performansı dışında bu tablo, bölgesel siyasi aktör olarak DTP'yi, merkez partileri olarak CHP ve MHP'yi düşünmeye zorluyor.
DTP'deki kaygı, belli bir yöreye ve alt kimliğe endeksli siyasi inadın sürdürülemeyeceğinde düğümleniyor. DTP yönetiminin, "ezilen, emekçi, işsiz, Alevi yurttaşlara sahip çıkma veya İstanbul'u merkez tutma" söylemi de iliklerine kadar hissettiği değişim baskısından kaynaklanıyor. CHP ve MHP ise bölgede siyasi taban bulmakta zorlanıyor.
***

Ayrı bir güç odağı gibi kurgulansa da DTP cenahında, homojen bir yapı olduğunu söylemek hayli güç. Eş Başkan Ahmet Türk'ün profili ile parti komiseri gibi yanında konuşlanan Emine Ayna'nın profilini örtüştürmek gerçekçi değil. Kurultay salonundan estirilen, "Öcalan'ı muhatap alın, PKK'ya onurlu çözüm yolu bulun" mealindeki hava, iç dinamiklerdeki son çırpınışın habercisi izlenimi verdi. Nitekim salonun dışındaki partililer de genel merkezin, tabana rağmen bir pazarlık içine girdiği telaşına kapılmıştı. DTP'li vekillerin, örgütten bağımsız bir çözüme "evet dememesi" adına Ankara'ya geldiklerini söylüyorlardı.
Görünen o ki demokratik açılım, DTP açısından "içine kapanma" sürecine dönüşebilir. 2011'deki seçime kadar, Kürt kökenlilerde siyasal bilinci canlı tutma, büyük şehirleri harekette etkin hale getirme, seçim barajını düşürme, anayasayı değiştirme girişimleri DTP'nin kilometre taşları olmaya aday. Zihniyet reformu yerine, siyasi bilek güreşine devam stratejisi ise DTP'nin ve Kürtleri kapsayan yeni oluşumun kaderini belirleyebilir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA