Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Ekonomide AK Parti gizemi

Ekonomiyi benzersiz kılan yanı sadece kağıt üzerindeki rakamlardan ibaret olmamasıdır. Rakamların işaret ettiği gerçeklere, "ön seziyi, bekleyişleri ve basiretli yönetim anlayışı"nı da eklemeniz gerekir. Ve nihayet "kararların zamanlaması"na dikkat edilmesi zorunludur. Bu açıdan bakıldığında, AK Parti'nin ekonomi politikalarında teorik ve pratik deneyim iç içe geçmekte. Örneğin, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın duruşu, piyasa aktörleri ve küresel finansal kuruluşlarla kurduğu ilişkiler ne kadar önemli ise Grup Başkanvekili Nurettin Canikli veya Genel Başkanı Yardımcı Bülent Gedikli'nin yansıttığı tablo da bir o kadar önemlidir. Bir başka ifade ile "AK Parti'nin ekonomik istikrarı temin etme başarısı, sayısal veriler ile sokağın nabzının kesiştiği hassas dengede gizlidir." Bu nedenle Bakanların ağırlığı ölçüsünde parti yöneticilerinin ağırlığı ve sistemi etkileme derecesi göz ardı edilmemelidir.

***

Enflasyon hedeflemesi deneyimi Türkiye'ye, bir hedefin peşinde sabırla koşmanın gerekliliği kadar o hedefin gerçekçiliğini sorgulama ve başlangıç tarihini doğru tayin etme feraseti de kazandırdı. İlan edilen enflasyonu tutturma uğruna piyasadan kopuk kararlar verildiği de oldu, mazeretler açıklanarak hedeflerin revize edildiği de. Bu yüzden, ekonominin orta-uzun vadeli sigortası olarak sunulan "mali kural"ın da olası kazanımları kadar riskleri ile birlikte masaya yatırılması kaçınılmazdır. Hemen belirteyim mali kuralın bu dönem yasalaşmamasını, "seçim ekonomisi uygulanacak" biçiminde yorumlamıyorum. Popülizmin ağır bedellerini ödeye geldiği için bu toplum, klasik seçim ekonomisini tartabilecek yetkinlikte. Zaten AK Parti kurmayları da seçmeni midesinden yakalayan küçük vaatler yerine, enflasyonu tek hanede tutarak, bankacılık sisteminde sarsıntıya izin vermeyerek, toplu konut hamlesi başlatarak, şartlı nakit transferi yoluyla fakir kesimlere ulaşarak yapısal nitelikli adımlar attı. Mali kuralı da bir başka yapısal önlem olarak gündeme getirdi. Lakin, birkaç ay öncesine kadar IMF reçetesinin gerekliliğini savunanların tezleri nasıl şu anda alıcı bulamıyorsa, mali kuralın gecikmesini bahane edip, ekonominin sigortasının atacağını savunanların görüşleri de bugün fazla prim yapmıyor. Elbetteki, ekonominin canlı yıllarında yedek akçe biriktirip, durgunluğa girdiği yıllarda motoru harekete geçirecek bir sistem kurulması hayati değerde. Ancak, o modelin, ekonomik kararların esnekliğini ortadan kaldırma riski biraz daha ölçülüp biçilmeli. Bu analizi; hazine ve merkez bankası uzmanları kadar reel ekonominin temsilcileri hatta sade vatandaş da yapabilmeli.
İşte o an mali kuralın gereği kadar uygulandığı ortamın değeri de kantara çıkacaktır. Referandum ve seçim ortamında, mali kural teorisini hayata geçirmenin zorlukları vardır. Evet bir görüşe göre tam da bu nedenle yani seçim faktörü nedeni ile mali sıkılaştırma kararlılığı gösterilmesi ekonomiyi teminat altına alacaktır. Ama bir başka görüşe göre, örtük mali kural yaklaşımı içinde yol alınması da mümkündür. Zira, iki genel, iki yerel seçim atlatan AK Parti, bilinen tarzda seçim ekonomisine yönelmeyerek rüştünü ispatlamıştır. Kriter, mali kuralla-seçim ekonomisi arasındaki bağıntıda değil, mali kuralın başlangıç şartları ile siyaset sosyolojisinin dayatmalarında aranmalıdır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA