BDP ve terör örgütü PKK, açlık grevleri üzerinden "kamuoyu oluşturmayı" başardı. Şimdi sıra, "uluslararası baskı" aşamasına geldi. Hem içerisi hem de dışarısı dantel gibi dokunurken Ankara, şimdilik bilinen noktada duruyor. O nokta, Öcalan'la iki eksenli görüşme trafiğinin durdurulduğu nokta. Ne avukatlar görüşebilir ne de MİT!
Bir dönem, İmralı'nın örgüte mesaj vermesine kapı aralanmıştı. Ama bu, hukuki değil siyasi karardı. Ve o siyasi tercih, terör örgütünün silah bırakmasına yönelik ana hedefe odaklanmıştı. Devletin İmralı'dan yararlanma stratejisi bir süre sonra İmralı'nın devletten yararlanmasına dönüşünce bütün o temaslar bıçak gibi kesildi. Yani, terörle mücadelede İmralı'nın yeri alt sıralara indi. Süreç başa döndü: "İmralı'nın, örgütü yönetmesine izin vermeyiz!"

***
Belli mahfiller, Ankara'nın reflekslerini iyi biliyor. İç ve dış kamuoyu olgunlaştı mı, hangi siyasi görüş iş başında olursa olsun Ankara'nın bir şekilde geri adım attığını düşünüyor. Bu senaryoya oynuyor.
Uygulamaya konulan karanlık plana göre, cezaevlerinden gelecek ölüm haberleri ile ülke bir anda karışabilir. Kitlesel eylemler başlayabilir. Şiddet iklimi sokaklara yayılabilir. Ülkenin genel görünümü bozulabilir. Böylece Ankara'nın inadı kırılabilir!
İşte bu hesap, hükümet içindeki iyi niyetli çözüm arayışlarına rağmen genel siyasi duruşa çarpıp geri dönüyor.
Neden?
Çünkü, dağdaki eli silahlı teröristle amansız mücadele sürüyor. KCK operasyonları sayesinde halka yönelik tehdit azalıyor. Bir manada gerek dağda gerek kentte terör örgütünün yaşama şansı kalmıyor. İmralı'dan gelecek talimatla yeni yol haritası çizmeyi bekleyen BDP'li vekiller de eylemlerin dozunu artırarak siyaseten ayakta kalmaya çalışıyor.
Peki, "Bu durumda ne olacak?"
Kuşkusuz Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yurtdışından dönüşü ve son bilgilerin paylaşımı bekleniyor. Lakin temel politikada değişiklik ufukta görünmüyor. Ankara, kararlılıktan vazgeçerse psikolojik üstünlüğü kaybedeceğini düşünüyor...
Perde arkasında olup bitene rağmen, sağduyunun galip gelmesi, ölüm oyununa son verecek akil adam girişimlerine şans tanınması gerekiyor. Unutmayalım, kısa vadeli kazanç, uzun vadede zarar yazdırabilir!