Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

151. yılında Sayıştay'ın geleceği

Değişim iç dinamiklerden kaynaklanmıyorsa, dışarıdan yönetilen süreçtir.
Bünyenin inanmadığı her değişimin "dirençle karşılaşması" ise mukadderdir.
Bugünlerde siyasi ve bürokratik tartışmaların odağına oturan Sayıştay için de durum böyledir.
151. yılını kutlamakta olan Sayıştay'da sancılı bekleyiş hâkimdir.
Aslında nedenleri bellidir...
Hükümetin, Sayıştay raporlarını fazlasıyla üstüne alınması ve bu yolla siyaseten vurulma kaygısı taşıması.
Uygulamadan kaynaklanan sorunların, suçun kişiselliği ilkesini de aşacak şekilde doğrudan siyasetçiye fatura edilmesi.
Kamuda hesap verebilirlik kültürünün gelişmemesi.
Bürokratik hataların, yargı aşamasından önce telafisinin yetersiz olması.
Kusurla orantılı olmayan cezai takdir veya yorum yetkisine sıkça başvurulması.
Hesap soranların, hesap verebilme noktasındaki isteksizliği.
Yolu Sayıştay'la kesişen bürokratlardaki rahatsızlığın, siyasetçiyi manipülasyon aracı olarak kullanılması.
Sayıştay raporlarının olduğundan farklı yansıtılması ve bakanlıklarla hesaplaşma aracına dönüştürülmesi.
Sayıştay denetçilerindeki başına buyruk bazı uygulamalarının abartılı şekilde genele teşmil edilmesi.
Sayıştay'ın zaman zaman kurumsal şövenizme varan içe kapanık yapısı.
Sayıştay'a üye seçiminin siyasallaşması.
Sayıştay'daki baş denetçilerin halihazırdaki siyasi tabloya ters düşmeyen profiline rağmen 'operasyona uğruyoruz' duygusuna kapılması.
Sayıştay'da 'denetim, kamuya yol göstericilik ve yargılama' fonksiyonlarının iç içe geçmesine yönelik kamu kaynaklı tepkilerin giderek taraftar bulması.
Meclis Başkanlığı'nın, millet adına görevlendirilen Sayıştay'la ilişkilerinin sınırlı kalması ve bu krizde hakemlik yapamaması.
Sayıştay Başkanı'nın liderlik eksikliği ve kendi kurumuyla siyaset arasında bocalaması.
Taslak halindeki yeni yaklaşımın bile Sayıştay'ı mevcut halinden ileri götürmeyeceği gerçeği.
Yani...
Anlatacak konu çok.
Lakin Sayıştay'ı yeniden yapılandırma düşüncesi amacından öylesine saptırıldı ki bundan sonra kimsenin kimseyi anlaması kolay değil. Güvenin zedelenmesi yetmiyormuş gibi meseleye hem muhalefetin hem de çekişme halindeki bürokratların dahil olması ile tablo iyice karmaşıklaştı. Sayıştay kökenli Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a biçilen rol dahi artık bu kilidi çözemez.
O halde yapılacak olan nedir?
TBMM Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Sayıştay Başkanı'nın bir araya gelmesi... Ve sonra Başbakan'la görüşüp makul çizgiyi çekebilmesi...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA