Koronavirüs salgını ile mücadele sürecinde "yeni normali" arayışın hızlandığı bugünlerde Türkiye'de aynı zamanda "yenilenen anormale dönüş" eğilimi de dikkati çekiyor.
"Nedir o yenilenen anormaller?"
Madalyonun bir yüzünde bazı CHP'li yönetici ve vekillerin ürettiği, maalesef parti genel başkanının da tevil etmeye çalıştığı sorunlu siyasi çıkışlar var...
"Darbe iması, erken seçim tetiklemesi" gibi...
Siyaset dışı muhalif odakları da motive eden ve lafı açık artırmaya çıkaran bu tutumlar, sonunda "darağacı" mesajına kadar vardı!!!
Madalyonun diğer tarafında ise Türkiye ekonomisini hedef alan uluslararası operasyonlar ve yerli işbirlikçileri konuşlanıyor.
Ne demek istiyoruz?
Kovid19 salgınına karşı koyma iradesinde zafiyet ve sistemin yetersizliği senaryosuna oynayanlar, sağlam altyapı ve basiretli yönetim sayesinde şükür ki hüsrana uğradılar. Şimdi hedefleri, ekonominin türbülansa girmesi ve buradan türeyeceğini umdukları toplumsal rahatsızlıktan faydalanmak.

***

Kertenkelenin, zorda kaldığında kuyruğunu bıraktığı, bu hamle ile dikkat dağıtarak kaçmaya çalıştığı bilinen bir olaydır. Evet, o kuyruk yeniden uzar ama geride kuyruk acısı kalır.
Halihazırda, TL'ye yönelik Londra merkezli saldırıların arka planında işte böyle bir durum söz konusu...
Hadise şu:
Ağustos 2018'de ABD Başkanı Trump'ın, Türkiye ekonomisine açıktan saldırısı sonrasında TL değer kaybetmiş, döviz yükselmişti. O tarihte Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bilhassa Londra'da depolanan TL varlıklarını kullanan yabancı bankaların Türkiye'de suni döviz talebi yaratmasının önüne geçmişti. Hatta bu finans kuruluşları ciddi zararlara da uğramıştı. Benzeri senaryo Mart 2019'daki yerel seçimler öncesinde ve Haziran 2019'da ise yenilenen İstanbul seçimleri gözetilerek de sahnelenmiş, yine Albayrak'ın karşı önlemleri sonucu ava giden avlanmıştı. Yani, Türkiye'de kurları yukarı çekmek için düğmeye basanların TL'ye ulaşması engellenmiş, yüzde 1000 faizlerle Türk Lirası peşine düşen bu oyuncuların eli yanmıştı.

***

Son olarak Bakan Albayrak'ın, uluslararası yatırımcılara, Kovid19 sonrası Türkiye ekonomisinin yol haritasını anlattığı videokonferansa denk getirilecek şekilde başlatılan kur saldırısında da kuyruk acısının yansımaları görüldü. Ve bu kez Ankara sadece eşgal tanımı ile yetinmedi, failleri de deşifre etti. Türk ekonomisindeki her türlü dalgalanmada parmağı bulunan o yabancı bankaların şeytani planları çok çabuk ortaya çıkarıldı. Ellerinde TL olmadığı biliniyordu. BDDK, Türk bankalarının Londra'ya Lira aktarım kanallarını tıkanmıştı. Ama dolambaçlı yolları denedikleri, yani rövanş peşinde koştukları anlaşıldı. Türkiye'deki bankalardan TL kredi kullanan uluslararası sermaye nitelikli şirketlerin, Londra'ya transfer ettikleri varlıklara bel bağladıkları görüldü. Tabii seri mukabele ile umutları suya düştü. Türkiye'yi iş ortağı olarak görmek yerine, haksız kazanç sağlanacak ülke gibi düşündükleri için yanıldılar.
Evet...
Bu fırtına atlatıldı. Lakin "Hak ile batılın mücadelesi bitmedi!"
Hem teyakkuz hali gerekli hem de ekonomiye döviz enjeksiyonu sağlayacak mutabakatlar...