Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOWARD MURAD

Güneşin zararlı ışınlarından nar ile korunun

Güneşten korunmak için kullanılan kremler yeterince etkili olmayabilir. Güneş kremlerini antioksidanlarla destekleyerek etkisini artırabilirsiniz. En etkin antioksidan, nar taneleridir. Nar özlü kremlerin koruma faktörü daha yüksektir

Güneşin ultraviyole yelpazesinde üç tür radyasyon bulunur. Bunlar; UVA, UVB ve UVC'dir. Işınlar dalga boylarına göre, yani cildin derinine nüfuz etme oranlarına göre sınıflandırılır. En uzun dalga boyu olan UVA, dermise kadar nüfuz edebilir. UVA ışınlarının büyük kısmı atmosferdeki ozon tabakasından geçip tüm dünyaya ve cildinize akın eder. UVB ışınları; ultraviyole yelpazesinde orta ölçekte dalga boyuna sahiptir ve çoğu ozon tabakasında tutulur. Ancak dünyaya ulaşmayı başaran ışınlar epidermise nüfuz ederek burada gelişmekte olan hücrelere zarar verir. Ozon tabakası yok olmaya başladığı için 20 yıl öncesinde olduğundan çok daha fazla UVB ışını artık dünyaya ulaşıyor. UVC ışınları; yelpazedeki en kısa dalga boyuna sahip ışınlardır ve ozon tarafından tamamen emilip cilde zarar vermez. UVB ışınları, 'güneş yanığı radyasyonu' olarak da adlandırılır. Çünkü bu ışınlar, damarları genleştirdiği için cilt kızarıklıklarına sebep olur. UVA da kızarıklığa neden olabilir, üstelik UVB'den bin kat daha fazla! UVA ışınlarının enerjisi UVB'ye göre çok daha fazladır ve dermisin derinliklerine nüfuz eder. Kızarıklığa neden olmadığında bile UVA; UVB'den daha zararlı olabilir çünkü dermis kendini epidermis kadar sıklıkla yenileyemez.

GÜNEŞ NEDEN ZARARLI?
Güneş ışığına verdiğiniz tepkiler, birçok etkene bağlı olarak değişir; ne kadar melanininiz olduğu, ne kadar çabuk bronzlaştığınız ya da geçmişte ne kadar güneş yanığınızın olduğu gibi... Her zaman yanıyor ama asla bronzlaşmıyorsanız, güneşe sadece bir saat maruz kaldığınızda dahi cildinizdeki enflamasyon tetiklenecektir. Güneşe verdiğiniz tepkiyi etkileyebilecek başka faktörler de vardır. Bunlar arasında; genetik bozukluklar, hastalıklar, antibiyotik ve steroid olmayan antienfamatuar ilaçlar bulunur. Enflamatuar tepkiler, sonunda cilde zarar vererek foto yaşlanmaya neden olabilecek birçok biyolojik reaksiyona sebep olabilir. Bu reaksiyonlar genelde doğal yaşlanma sürecinin tam tersi şeklinde gelişir ama sonuçta cildi zamanından önce olduğundan yaşlı gösterir. Mesela deri hücreleri hızlı gelişir. Şekil ve ölçü bazında değişken oldukları için düzenli bir şekilde iç içe oturmazlar. Bu yüzden de güneşe maruz kalmış ciltlerdeki epidermis, güneşten korunan ciltlere göre iki kat daha kalın olur. Güneşten korunmak çok önemli bir kırışıklık önleyicidir. Geçmişte meydana gelmiş hasarın bir kısmı; nemlendiriciler, yüzeysel ve ağızdan alınan antioksidanlar, kolajen artırıcılar ve antienflamatuarlar ile giderilebilir. Ancak cilt daha fazla hasardan korunmadığı sürece gençliğin geri gelmesi sağlanamaz. Her gün güneş koruyucu kullanın, şapka takın, koruyucu kıyafetler giyin ve gündüzleri 11.00 ile 15.00 saatleri arasında güneşe çıkmaktan kaçının. Yıllar önce güneş koruyucularının yeterli olmadığını fark ettim. Yaptığım çalışmalarla güneş koruyucuları antioksidanlarla desteklemenin bu koruyucuların etkilerini artırdığını gördüm. Antioksidanlar üzerinde çalıştıkça hepsinin eşit yaradılışa sahip olmadığının ve her gün yenilerinin keşfedildiğinin farkına vardım. Aralarında en etkin olanı narın kırmızı taneleriydi.
Nar, yeşil çayın içerisindeki antioksidanlardan da güçlü ellagik asit adı verilen bir antioksidan içerir. Bir araştırmaya göre; nar sularında kırmızı şarap ve yeşil çayın üç katı antioksidan aktivitesi mevcuttur. Nardaki üç bileşen dikkat çekiyor; kabuktaki tanenler, çekirdekteki antokyanin ile ellagik asit.
Antik zamanlarda Hipokrat; bu Hint ve Afrika yerlisi meyvenin tıbbi güçlerini tanımlamıştı. Yunanlar; bronşitten ishale kadar pek çok enflamasyonun tedavisinde nar kullanmıştı. Diğer medeniyetler de astım, damar sertliği ve kemik iyileştirmesinde nar kullanıyorlardı.

VİRÜSLERE KARŞI ETKİLİ
Nar, virüslere karşı da etkilidir. Hücrelerin serbest radikallerden korunmasında da faydalıdır. Nardaki diğer bileşenler -antokyanin- ellagik asitle birleşerek antioksidan potansiyelini artırır.
Nardaki güçlü antioksidanlar, hücrelerdeki DNA'yı serbest radikallerden koruyan doğal antioksidan glutathionun etkinliğini artırır. Glutathion, cildi koruyan östrojen gibi hormonların geri dönüştürülmesinde önemli rol oynar.
Ellagik asit gibi polyphenoller, hücrelerin kontrolsüz biçimde büyümelerine neden olan zararlı enzimlerin oluşumunu da dizginler. Bu, kanseri önleme açısından önemlidir. Ellagik asidin ayrıca hücre zarını kuvvetlendirerek serbest radikal akınlarına karşı korunma gücünü artırır.
Narın güneş koruma faktörlerinin etkinliğini artırdığını kanıtlamak için bağımsız bir laboratuvardan, dördü nar özlü ve dördü nar özsüz olmak üzere sekiz farklı güneş koruma faktörü formülünü test etmelerini istedim. Nar özü eklemek formülün koruma faktörünü yüzde 20 oranında artırdı. Daha sonra formülleri, kullanıcılar narı ağız yoluyla almadan önce ve aldıktan sonra beş gün boyunca test ettik. Güneş koruma faktörünün etkisi, ortalama yüzde 25 artmıştı.

YAŞLILIK LEKELERİ TEHLİKELİ OLABİLİR
Langerhan hücreleri olarak adlandırılan ciltteki bağışıklık hücreleri güneş sebebiyle ortaya çıkan enflamasyondan etkilenir. En büyük hasar UVA ışınlarından en çok etkilenen dermiste meydana gelir. Burada yaşlanma ile meydana gelen süreç hızlanır. Aşırı miktarda kolajen üretimi meydana gelir ama bunlar normal değildir; kalın ve kıvrımlıdır. Elastinler de kalınlaşır. Damar duvarları kalınlaşır ve zararlı enflamatuar hücreler içlerinde oyuklar oluşturur. Ayrıca güneş ışığı, gelişmekte olan hücrelerdeki genetik materyale de zarar verir, mutasyona uğrayan hücreler yaşlılık lekelerine, anormal koyu renkli güneş lekelerine ve aktinik keratozlara sebep olabilir. Bunların bir bölümü ileride kansere dönüşebilir. Ayrıca güneş, hücre duvarlarındaki lipitleri yok eden serbest radikal oluşumuna neden olur. Bu durum da su kaybı ve enflamasyona yol açar. Bu etkilerin çoğunu, hasardan korunurken yok edebilirsiniz.

KREM KULLANIN
UV ışınları cilde akın ettiklerinde zamanla hücrenin genetik yapısında bozulmalara neden olur. Bu yapısal bozulmanın büyük kısmı onarılır ama onarma mekanizması hasar gördüğünde ya da yetersiz kaldığında hücreler kontrolsüz biçimde büyür ve habis ur oluşumuna neden olur. Ultraviyole ışınları direkt olarak iki tür kansere neden olur: Bazal hücre kanseri ve skuamöz hücre kanseri. Özellikle çocuklukta meydana gelen ciddi güneş yanıkları risk faktörlerinin başında sayılmaktadır. Güneş ışığına aşırı maruz kalmak ayrıca en ölümcül cilt kanseri türü olan melanom ile de ilişkilendirilir. Kendinizi ultraviyole ışınlarından korumalısınız. Böylece güneşin yarattığı hasarları tersine çevirmeye de yardımcı olursunuz. Bilimsel çalışmalar; sadece güneş koruma kremi kullanmanın radyasyonun yol açtığı enflamasyonu azaltıp cildin kendi kendini yenilemesini sağlama konusunda ne kadar başarılı olduğunu ispatlamıştır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA