Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT ARIN

İki yeni normal

Küresel piyasalarda geçen hafta yükselişler vardı. Borsa endeksleri eylül başından ekimin 15'ine kadar verdikleri kayıpları büyük ölçüde geri aldı.
Küresel durgunluk, ebola salgını, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlık gibi konular borsalar için geri planda kalırken bir iyimserlik dalgası oluştu.
Aslında bu şaşılacak bir durum değil.
Dünyanın iki yeni normali var. Bunlardan biri gelişmiş ekonomilerin hızlı ve istikrarlı büyümeye dönememesi. Şimdi bu yavaşlama ve durgunluk sürecinin içine gelişen ülke ekonomileri de çekiliyor. İkinci normal ise piyasaların ekonomiden ve diğer gerçeklerden uzaklaşması. Son yıllarda bunun önemli nedeni başta ABD Merkez Bankası olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının trilyonlarca dolar para basmış olmaları ve bunun sonucunda ekonomiler yerinde saysa bile büyük şirketlerin kârlılıklarını katlamaları.
Aslında bu yıl bu durum ciddi biçimde değişti. ABD Merkez Bankası, tahvil alımlarını kademeli biçimde azalttı ve büyük bir sürpriz yapmazsa çarşamba günkü toplantı sonrasında alımları sona erdirdiğini açıklayacak.
ECB'nin 2012 yılı başında bankalara verdiği üç yıl vadeli bir trilyon euroluk reponun büyük kısmı vadesi gelmeden geri ödendi. ECB yeniden bir trilyon euroluk bir parasal genişleme hedefliyor ama bugünkü uygulamaları ve hızıyla bunu birkaç yıldan önce gerçekleştirmesi mümkün değil.
2008 krizinden sonra kredileri patlatan Çin ve merkez bankası da bir yıldır kontrollü bir politika izliyor. Japonya Merkez Bankası gerçek anlamda parasal genişleme yapan tek büyük merkez bankası konumunda.
Son bir yıllık uygulamalar sonucunda gelişmiş ülkelerdeki geniş para arzı tanımlarında da daralmalar gözlenmeye başladı.
Dolayısıyla parasal genişleme politikaları ciddi biçimde yavaşladı. Parasal genişleme, 2009 kriziyle su yüzüne çıkan sorunları çözmedi, aksine daha da karmaşık ve çözümsüz hale getirdi. Dünyadaki borçluluk oranının son beş yılda yüzde 40 daha artmış olması bile bunun basit bir göstergesi.
Dünya her beş yılda bir borçluluğu yüzde 40 daha artırarak ve düşük büyüme hızlarıyla devam edemez.
Bu yıl zaten yavaşlayan gelişmiş ekonomiler büyük bir durgunluğa doğru ilerliyor.
Hisse senetleri açısından ise yeni normal aylarca sürecek kararsız, dalgalı bir seyir olabilir. Önümüzdeki aylarda piyasalarını umudunu artıracak haberler, son 10 gündür olduğu gibi gerektiğinden daha iyi karşılık bulabilir, gelen olumsuz haberler ise zaman zaman sert satışlara yol açsa bile bunun etkisi bir süre sonra dağılabilir.
Küresel piyasaların dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durumu hisse senedi fiyatlarına gerçekçi biçimde yansıtmaları çok uzun alabilir. Bu bir geçiştirme ve oyalama süreci. Borsalarda ve gayrimenkul gibi son dönemde hızla yükselen varlık sınıflarında gerçekten sert düşüşler ise dünya ekonomisinin içine girdiği durgunluktan uzun yıllar çıkamayacağı anlaşılınca gelecek.

Merkez eylemsiz

Merkez Bankası enflasyondaki gelişmeleri dikkate alarak faizleri sabit tuttuğunu açıkladı. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada yer almasa da döviz kurlarındaki kıpırdanmadan duyulan kaygı da bu kararda etkili olmuş olabilir. Merkez Bankası enflasyondan çekinmesine karşın dünya deflasyona girmiş durumda. Emtia fiyatlarındaki hızlı düşüşler de bunu gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA