Küresel krizin ardından geliştirilen tedbirlerin bana göre en anlamlısı, bugün İstanbul'da deneniyor.
Dünya ticaretinin % 12'sini temsil eden 133 ülkeden gelen 2 bin 300 işadamı, Çırağan'da onları bekleyen 3 bin 300 işadamımızla görüşecek.
2001 krizinden şerbetli finansal sistemiyle küresel yıkıma karşı duran Türkiye, krizin buharlaştırdığı "dış müşteri" için ilk kez böylesine kapsamlı bir girişim başlatmış oldu.
Ortada 4 trilyon $'lık ticaret hacmi varken, bu ticaretin dümenindeki kaptanları bir araya getirmek, Türkiye için bir fırsat penceresi oluşturabilir.
Neticede dün açıklanan dış ticaret verileri, ihracatın aylık bazda % 40, yıllıkta % 10 gerilediğini anlatıyor.
Tam da bu aşamada "global müşteri seferberliği" düzenliyor olmamız, bu krizden de "yeterli dersler" çıkarabileceğimiz umudunu yeşertiyor.
İhracatın patronu Zafer Çağlayan, resmi adı "Dünya Dış Ticaret Köprüsü Zirvesi" olan buluşma için büyük umutlar taşıyor; "bu program, her türlü uluslararası platformda geliştirilecek inisiyatife öncülük edecek".
Müşterisizlikle başı belada olan yalnızca biz değiliz. Dünyada yüzlerce fuar iptal olurken 133 ülkenin Türkiye'de toplanıyor olması, bunu gerçekleştiren enerjiyi kutlamamızı hak ediyor.
Bundan 8 yıl öncesine kadar dış müşteriye karşı ortak girişimde bulunmak, zihinsel içeriğimizde var olan bir şey değildi.
Hele ki söz konusu olan dış müşteri ise bırakın birlikte hareket etmeyi, komşumuzun imzaladığı kontratı dahi bozacak kadar "yıkıcı rekabete" sürükleyebiliyordu.
Oysa şimdi "5 bin 500 işadamını bir araya getirme" anlayışına gelebildik.
3 gün boyunca yapılması planlanan 55 bin karşılıklı görüşme söz konusu ve bu daha önce hiç olmadı.
Beklenti, bu görüşmeler neticesinde 7 milyar dolarlık ek ihracat potansiyeli doğacağı yönünde.
Fakat bundan daha önemlisi, ihracatçıların "kurların, vergilerin, girdilerin" arkasına sığınmanın ötesine varmış olmalarıdır.
Yeni anlayış değişiminde, yaptıklarıyla dikkati çeken farklı bir ekonomi sivil toplum örgütümüz var; TUSKON.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu, 7 ayrı bölgesel iş dünyası federasyonu işbirliği ile 2005'te kurulmuş.
Bünyesinde 80 vilayete dağılmış 150 işadamı derneği bulunuyor.
Ülke kalkınmasının temelini oluşturan ekonomik yapılanmanın geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarını destekleyen TUSKON, işletmelerimizi ve girişimcilerimizi global iş dünyasının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.
TUSKON, bu doğrultuda, işadamlarımızın uluslararası pazarlardaki tecrübelerinin paylaşılması, bunların yayılması ve yeni iş fırsatlarının oluşturulması yolunda öncülük yapıyor.
Bugünkü "Global Müşteri Seferberliği" de zaten tam da bu amaca yönelik bir faaliyet.
Başkan Rızanur Meral; "konuk 33 bakanın Türkiye'deki potansiyeli görmesi önemli bir fırsat olacaktır" diyor.
Eğer global ihracatın % 9'u, ve global ithalatın % 13.5'i bir araya gelebilmişse TUSKON' un iddia ettiği gibi "Dünya Dış Ticaret Köprüsü" programı, başarılmış demektir.
Müşterisizliğin dibe vurduğu ortamda bu girişimin oluşturacağı enerji, belki de bizi "bir sonraki aşama için" de tetikleyebilir. 55 bin ikili görüşmede beklenen ilave 7 milyar dolarlık bağlantının içeriği olan "mal ve hizmet desenimiz" de belki bu sayede bir üst seviyeye çıkma gayretini yeşertir.
Sonuçta ihracatçımızın Diyojen gibi mumla dış müşteri aradığı bu ortamda, bulunan müşteriye satacağımız malın, katma değeri de önemli.
Kilosu hâlâ 1-10 $ arasında mal satarak "kriz sonrası zıplayarak büyüyecek dünyada" var olmak mümkün müdür?
Biliyorum ne yeri ne de sırası ama dış ticaretin "akil kadroları" hazır bir araya gelmişken, dış ticaret bağlantısı için 55 bin dilin döküleceği bu toplantılarda, hangi mal ve hizmetlerimize müşteri bulmaya çalıştığımızı da fark edelim. 133 ülkeyi bir araya getirme başarısını Türkiye, ancak ve ancak "ihraç ettiği mal ve hizmetlerin katma değerini artırarak" sürdürülebilir kılacaktır.
