Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Alkış yetmez!

Batı'nın Milenyum dediği 3'üncü Bin Yıl, biraz da yıldızımızın Baht Dönencesi'nde olmasıyla, Türkiye'ye yaradı.
Ekonomiden dış ilişkilere dek pek çok alanda "bölgesinde ağırlığı ve önemi artan" bir ülke olmaya başladık.
Uluslararası Ekonomi Kurumu Başkanı Masahiko Aoki'nin "10 yılda küresel güç olursunuz" kehaneti, bir düşünce temeline dayanıyor.
Nitekim geçen ay Newsweek, "Türkiye yükseliyor" derken, "bölünmüş bir dünyada" Ankara'nın kendine benzersiz bir rol biçtiğini yazıyordu.
Goldman Sachs'ın 2035 BRIC ülkeleri raporunda bizi kürenin 9'uncu ekonomisi olarak tanımlamasını da biliyoruz.
Bizim yarınımız hakkında başkaları bu kadar "umut dolu" iken içeride bizlerin "gelecek algısı" ne durumda?
Gelecekte "yıldızsınız, kaplansınız" sözleri, tabii ki tereddütsüz satın alınabilir. Psikoloji, bunu söyler zaten.
Benim dikkatimi çeken, Batılı kurumların bizde gördükleri "yarın vizyonunu" bizim neden aynı "önemde" algılamadığımızdır.
2023 Hedefleri, ülkemizin "resmi ve onaylı" tek yarın vizyonunu oluşturuyor. Buradaki hedeflere bakınca, herkesin kendi iş ve sorumluluk alanında son derece "gevşek" fakat bir diğerinin gelecek hedeflerinde "iddialı" olduğunu görüyorum.
Mesela matematik; 2023'te "500 milyar $ ihracat" hedefinin ancak; her yıl %14 gibi kesintisiz büyüme ile elde edilebileceğini söylerken, hâlâ "dönüşsek mi acaba?" tereddüdündeki sanayi ile bu nasıl olacak?
Gelecekte yıldızımızın her alanda parlayacağı sözlerini alkışlamak, doğal bir dürtü. Fakat "alkış yetmez" yalnızca...
Eğer bu parlak geleceğin gereğini bizler "her adımda" inşa etmiyor isek, bunu bizim için başkası yapmayacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA