Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Osmaniye'nin bahtı

Cumhuriyet tarihini, sanayileşme üzerinden okumak isteyenin dikkatine gelen ilk ezber yöresel kalkınmadır. Daha doğrusu bölgeleri eşit kalkındıracağım diye yöresel dinamikleri hesaba katmadan atılan adımların azgelişmişlik öyküsü...
Dışa açık büyüme süreciyle en yüksek maliyetle öğrendik ki her yöre, aynı denklemle kalkınmıyor, biri için işe yarayan yöntem, ötekini alaşağı edebiliyor. Daha da önemlisi bölgelerarası kalkınmışlık düzeyini eşitleyelim derken teşvikler yüzünden gelişmişlik uçurumları büyüyebiliyor. Bugün şükür ki bu saplantımızı terk ettik. Son 10 yılın teşvik programları, her yöreyi kendi kabiliyet alanında geliştirme niyeti taşıyor. Buna rağmen almamız gereken daha çok yol var. Fakat sorun şu ki dünya, bizim akıllanmamızı beklemiyor.
Aslında içimizdeki vizyoner girişimciler de beklemeyenlerden... Teşviklerin de yardımıyla Osmaniye'nin geldiği nokta buna bir örnek oluşturabilir. İskenderun havzası, yakın gelecekte bölgenin en önemli enerji ve petro-kimya merkezlerinden biri olacak. Osmaniye Girişimci İşadamları Derneği Başkanı Mahmut Keten kentteki gelişim hızının teşvikler sonrası arttığını, ancak bunun sürmesi için valisinden belediye başkanına, üniversite rektöründen işadamına dek, kentin yarınına dair birlikte davranmanın hayati olduğunu söylüyor.
Doğrudur; küresel arenada gidip yerinde incelediğim başarılı yerel kalkınma öykülerinden gördüğüm temel dinamik şu: Tarihi ve kültürel mirası, doğal kaynaklarla harmanlayan yerel kabiliyetler sacayağı oluşturmuş. Ancak bu sayede rekabette avantaj sağlanabilmiş... Osmaniye, demir-çelik üretimiyle petro kimya endüstrilerinde kendi kurallarını kendi koyma şansına yakın duruyor. Bunu fark edenlerin sayısı hâlâ çok az ve işleri, dünün ezberi olan valiler üzerinden götürme alışkanlığı kentin vizyonunu daraltıyor.
Dün Tosçelik'in Osmaniye'deki milyar dolarlık demir çelik tesislerini gezdim. Tepe yöneticisi Ahmet Taşkın'ın küresel büyük oyuncu olma yönündeki adımlarını anlatırken, stratejik mal alanında elimizin artık armut toplamadığını da fark ettim. Daha şimdiden tek fabrika, bulunduğu alanda çalışan sigortalı sayısını 10 binden 50 bine çıkarmış.
Japonların "bölgenin çeliğini birlikte üretelim" diye arayıp bulabildiği üretim mabetlerimiz var artık ve bunların kuluçkaladığı eko-sistemde Osmaniye, kendine bölgesel arenada şimdiden bir yer sağlamış durumda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA