Sosyalist, düşünür-iktisatçı Prof. Dr.Sencer Divitçioğlu, 2000 yıllık devlet geleneğimizin özünü "Daire-i Adliye" yani "Adalet döngüsü" olarak tanımlar. Devlet adil olacak ki, düzen sağlansın! Böyle bir düzende de hem özel sektör, hem toplum şevkle çalışsın ki, refah artsın!.. Kolay mı? Artan refah, "kamu geliri" demektir. Parası olan devletin ordusu da güçlüdür, bürokrasisi de niteliklidir.
Fazla söze gerek yok!
Türkiye, uzun yıllar boşa kürek çekti. Yanlış üzerine yanlış yaptı. Girişimcisini yordu. Vatandaşını ürküttü.
Ama Kuzey Irak petrol akış yolculuğu gösterdi ki, sonunda doğru yolu buldu! Kuzey Irak'ta yıllardır petrol ve doğalgaz arayan Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güntekin Köksal dedi ki; "Nihayet Türkiye akıllı bir iş yaptı. Kuzey Irak'taki büyük petrol rezervlerine akış yolu verdi. Açıkçası Çukurova Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, büyük bir iş başardı, kutluyorum."

***
Köksal, yeni bir ortaklık görüşmesi için Londra'daydı.
Kuzey Irak'ta Avustralya ve ABD'lilerle ortak petrol arıyor. Fakat yeni petrol ve doğalgaz sahası almış. Finansmana ihtiyaç duyuyor, "İki yıl içinde biz de petrol ihraç edeceğiz" diyor. Haber verelim, Norveç şirketi DNO ve yerel ortaklı TTOPCO, Yumurtalık-Kerkük üzerinden petrol ihraç etmek için gün sayıyor.
Çukurova Holding, 1990'lı yılların ortasında dönemin siyasi ve asker kanadından aldığı destekle Kuzey Irak'ta petrol aramaya başladı. Çok para harcadı. Çok sabırlı davrandı, yılmadı. Bugün 1 milyar varil petrol olduğu tahmin edilen Süleymaniye Bölgesi'nde bir petrol havzası oluşturuyor.
Petrol havzası deyip geçmeyin!
Enerji açığı olan ülkelerin tek çıkış yolu böyle havzalar oluşturmaktan geçiyor. Petrol zengini Norveç, bıkmadan başka ülkelerin dev enerji şirketleriyle konsorsiyumlar kurarak Norveç Modeli yaratmış. Türkiye, bu modeli iyi analiz etmeli. Devlet olarak bu tip ortaklıklarda bilgi birikimini işadamlarına sunmalı. Özel sektör dahil herkesin arkasında durabilmeli. Yersiz korkularından kurtulmalı. Kürt sorununda çözüme odaklanmalı.

***
Irak Ulusal hükümeti ile Türk Hükümeti, yaklaşık dört aydır "terör" konusunu görüşüyordu. Anlaşma haberi sürpriz bir biçimde geldi. Terör anlaşmasının hemen ertesinde Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, CHP lideri Baykal'ı resmi olarak Bağdat'a davet etti.
Türk solu adına tarihi bir gezi. CHP'nin "Kürt meselesine" yaklaşımında bir kırılma yaratabilir. Biz yorum yapmayacağız ama Baykal'ın Bağdat'tan Süleymaniye'ye uçmasını isteyeceğiz.
Niye mi? Karamehmet, yine önemli bir iş yaptı, Kanadalı ve İngiliz ortaklarıyla Süleymaniye Bölgesi'nde oluşturduğu petrol havzasının bütün mayınlarını temizliyor!..
Mayın temizlemek kolay mı?
Türkiye, 10 yıl önce mayın temizlemek için yola çıktı. Ottawa anlaşmasına imza attı. Daha bir arpa boyu yol alamadı. O yüzden diyorum ki; "Sayın Baykal, Bağdat'a gitmişken Süleymaniye'ye uğrayıp Karamehmet'in şirketi Genel Enerji'nin aldığı yolu görün lütfen!.." Bu gezi sayesinde Suriye sınırında bir türlü temizleyemediğimiz mayın tartışmasına farklı bir yaklaşım gelir.
Ne dersiniz?