Hamdolsun, Türkiye iki ayrı gündemle yuvarlanıp gidiyor!.. Sağolsun medya, sadece Ankara'ya bakıyor, Türkiye'yi görmüyor. Ülkeyi yöneten, yönlendiren ve sayıları 2 bini geçmeyen seçilmişler ile atanmışların derdi, değişen yönetim sistemi! Gelin görün ki, bu değişim ülkeyi cepheleştiriyor. Ülke, sivilleşme adına savrulup gidiyor.
Kabul edelim ki, yüzeysel demokrasi ve yüzeysel yargı birliği ile değişim olmuyor.
Değişim, öngörülebilir ve dereceli olmak zorunda!
Yönetenler, vatandaş adına ahkam kesiyor. Bu, ilkel bir düşünce tarzı. Doğru olan herkesin kendi adına ahkam kesmesi ve tüm ahkamların karşılıklı olarak uzlaşmasından geçiyor. Sonuçta kimse, "ahkamların sultanı" olduğunu düşünmemeli!
***
Vatandaş
50 yıldır yoksul ve çaresiz. Yönetmeye talip olanlar bugüne kadar vatandaşı yoksulluğa mahkum etmekten başka bir şey yapmamış. Bugünkü tabloya bakın. Konuşmaya gerek kalmıyor,
Resmi rakamlara göre çalışabilir nüfusun
yüzde 20'si işsiz!..
50 bin fabrikanın
10 bini kapalı!..
Makina parkurunun
yüzde 25'i sustu.
Gemilerin
yüzde 60'ı, limanların
yüzde 65'i boş. Hakkını teslim edelim, dolu olan iki şey var. Biri;
uçaklarımız, diğeri ise kısmen dolu olan
otellerimiz.
***
25 yılda
25 milyar dolar yatırım yaptık.
5 bini turizm,
5 bini belediye belgeli
10 bin otel sahibi olduk. Toplam
1 milyon 100 bin yatak kapasitesiyle
İspanya ve
Fransa'nın arkasından üçüncülüğe oturduk.
12 ay boyunca açık olan otellerimizde
325 bin sigortalı çalışan var. Geçen yıl turizmden
21 milyar dolar gelir sağladık.
Ancak küresel krizle birlikte herkes gibi biz de başaşağı yuvarlandık. Yine son dakikacı olduk,
8- 10 Euro arasındaki geceleyen konuklarımız var. Çaresiz durumu kurtarmaya çalışıyoruz. Bu yıl 25 milyon ziyaretçi gelebilir ama turizm gelirleri
yüzde 20-25 oranında düşecek
.
Turizmde, fiyat ve kalitede tartışmasız ilk sıradayız. Küresel krizde bizi koruduğu ve öne çıkardığı için bugüne kadar karşı çıktığım,
"Herşey dahil" sistemine şapka çıkarıyorum! Bu sayede
İspanya ve
Yunanistan'ı solladık. İki ülke turist bekliyor.