Avirüsü (domuz gribi) korkusu yetti! O yüzden uzaktan bakmakla yetindiğimiz Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nü takip etmeye başladık. WHO, gelecekte en çok ölüm riski içeren 10 konuyu saptamış, 2020'de trafik kazalarından ölümün listede üçüncü sıraya oturacağına dikkat çekiyor. Dünyada her yıl 1 milyon insan trafik kazasında hayatını kaybediyor. Yunanistan'ın nüfusu kadar insan, yani 10 milyon kişi trafik kazalarında yaralanıyor. Türkiye'de her yıl 10 bin kişiyi trafik terörüne kurban veriyoruz.
Az mı?
Sekiz yıldır Renault'nun öncülük ettiği, Total ve Trafik Kazalarını Önleme Derneği'nin destek verdiği, "Sokakta İlk Adımlar" projesini izliyorum. Perşembe günü projeye yeni katılan Çanakkale iline gittik. "Sokakta İlk Adımlar," 2010'da 40 ilde 500 bin ilköğretim çağındaki öğrenciye ulaşacak. Proje uygulayıcısı Renult Maiss iğneyle kuyu kazıyor. İnatla yola devam ediyor.
***
Bu işe odaklandıkça görüyorum ki; Türkler, yine yapacaklarını yapıyor, iyi yapılan işi takdir etmiyor. Bu proje, başka bir ülkede bu kadar ısrarla yapılmış olsaydı, o ülkenin otomotiv endüstrisi, çoktan "proje" etrafında kümelenirdi.
Hepimiz bol bol konuşuyor, işe el vermek şöyle dursun, "Bize bir şey olmaz!" mantığıyla "körler ve sağırlar" diyaloğunu sürdürüyoruz. İnsan hayatını hiçe sayan bir ülkeden ne beklenir ki!..
Galiba bu noktada işin bam teline Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Hitay Güner basıyor. Diyor ki; "Türkiye'de yılda 1 milyon trafik kazası oluyor. Her yıl 10 bin kişiyi, günde 24 kişiyi trafik kazasında kaybediyoruz. Ölenlerin yarısından fazlası 0-30 yaş arasında. Her yıl 25 bin insanımız trafik kazasında yaralanıyor. 1 milyar 625 bin liralık hasar oluşuyor."
Anlıyorum ki, demokrasi sınavı verdiklerini söyleyenlerin her gün 24 kişinin öldüğü trafik terörüne ayıracak zamanları yok!..
O yüzden trafik kazalarında ölüm rekoru kırıyoruz. Sözü uzatmayalım. 2010'da hepinize, "Uzun ömür, kazasız yaşam" temenni ediyorum.