Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Dış politika ekonomide anahtar oluyor!

Seçim sözü yetti. Türkiye IMF ile standby yolculuğunu çoktan bitirdi. Artık kendi bildiği yoldan gidecek. Kaybedecek vaktimiz, bol bol savuracak kaynağımız yok! Yakın dönemde hep birlikte üç temel konuya kilitlenip sınav vereceğiz.
İlk sınav belediyelerin borç yapılandırması olacak. Söze hacet yok. Belediyelerin borcu dağ gibi yığıldı. 22 milyar TL. Maliye Bakanlığı ile bu borcun 7 milyar TL'si yeniden yapılandırıldı. Önümüzdeki günlerde 15 milyar TL borç için yola çıkılacak. Mali piyasanın ve ekonominin aktörleri borç yapılandırmasını heyecanla bekliyor.
İkinci sınav iç politikada verilecek. Anayasa değişikliği Cumhurbaşkanı Gül ile AK Parti arasındaki ilişkinin düzeyini belirleyecek.
Asıl sınavı ABD ve Ermenistan'la ilişkilerimizde vereceğiz. Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor. Ekonomi ve dış politika iç içe geçmiş, ekonomi-politika yolu belirliyor. Dış politika ekonominin 'koçbaşı' oluyor.

***
Komşularla 'sıfır sorun' dedik. Dış politikada 'Ortadoğu, Kafkaslar ve Rusya' eksenli ataklar yaptık. Avrasya'yı keşfettik. Son dönemde Afrika'ya açılıyoruz. Bu bölgelere ihracatımız arttı. Yüzde 10 seviyesinde ihracat yaptığımız çoğu Ortadoğu ülkesinde yüzde 100'e varan oranda ihracat artışı sağladık. İran'da açık veriyoruz fakat çoğu Ortadoğu ülkesinde cari fazla verdiğimiz ortada. Daha önce sorun yaşadığımız, rekabetin güç olduğu bu çetin pazarlara ağırlığımızı koyuyoruz. Diyeceğimiz o ki, ekonomide eksen dış politikaya bağlı olarak çoktan kaydı...

***
Ancak Türkiye'nin yeni ihracat pazarlarında ciddi ticari atak yapması, AB'nin ve ABD'nin hoşlanacağı bir durum değil. Ama Türkiye, elindeki bu gücü doğru kullanabilirse, AB ve ABD ilişkilerinde kesinlikle kendi lehine denge sağlayabilir. AB ve ABD'nin müttefik olarak elde tutması gereken bir ülke olur. ABD ve AB, Türkiye'yi partner olarak yanına almak zorunda kalır. Kolay harcanmayacak bir ülke oluruz! İran, Irak ve Kıbrıs sorunu bile çözüm bulur.
Kabul, Türkiye farklı bir güç oluyor.
Elde tutulması zor bir ülke haline geliyor. Bu da AB ve ABD'yi yeni politikalar üretmeye itiyor. İşte bu politikalar önümüzdeki dönemde dış politikamızı ve ekonomiyi etkileyecek. Çünkü ortada ciddi bir handikap var. Dış politikada çevremizdeki ülkelerle yakınlaşmamızı 'eksen kayması' gibi anlatmaya kalkışırsak sorun büyür!

***
Sonuçta Türkiye'nin ana stratejisinde bir değişiklik olmadığını ortaya koymak zorundayız. AB standartlarına ulaşmak için özkaynaklarımızla projeler oluşturduğumuza AB ve ABD'yi inandırmalıyız. Eğer bu tezimizi yeni bir 'büyüme modeli' olarak anlatamazsak, inanın önümüzdeki dönemde yaşayacağımız sorunların ana nedeni ekonomideki eksen kaymasından gelir.
Sorarım size, bugün AB ülkeleriyle ve ABD ile yaşadığımız Ermeni sorunuyla ilgili tavır değişikliğinin başka sebebi olabilir mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA